İnsanlık olarak ilk günden itibaren iletişim kurmaya çalıştık. Duygu ve düşüncelerimiz aktarmak temel ihtiyacımız oldu. Bunun için elimizden gelenin en iyisini yaptık ve sürekli yeni metotlar keşfettik. Önce beden dilini kullandık, daha sonra mağara duvarlarına resimler çizdik ve en büyük devrimiyse ağzımızdan çıkan seslere anlam yükleyerek gerçekleştirdik. Böylelikle dil dediğimiz kavram ortaya çıktı.
Düşünce dilden, dil düşünceden doğar.
Eflatunun bu sözün temelde dilin nasıl ortaya çıktığının özeti olarak ele alınabilir. Düşüncelerimizi aktarma ihtiyacına her geçen gün yeni çözüm yolları buluyoruz. İşte bu yollardan birisi de Klasik Edebiyat dönemimizin bir parçası olan seyahatnameler. Bundan yıllar önce de insanlar gördüklerini, duyduklarını ve düşündüklerini anlatmak istiyordu. Hepimizin adını bir kez duyduğu ve eseri ile adı bütünleşen Evliya Çelebi çıkageldi.
Rivayet odur ya bir gün rüyasında Hz. Muhammed’i görür. O kadar heyecanlanır ki “Şefaat Ya Resulallah” diyeceğine “Seyahat Ya Rasulallah” der. O günden itibaren yeni yerler görmeye, farklı coğrafyalar keşfetmeye başlar. 50 yılda 47 ülke, 257 şehir gezdi. Yolda gördüklerini, anılarını bir eserde topladı ve halka sundu. Ayrıca esprili dili ve edebi kabiliyeti ile epey sürükleyici bir eser yazdı. Erzurum’un soğuk havasını alışılmışı dışında, biraz da muzipçe anlattı mesela.
Kendi damdan dama atlarken hava dondu.
17. Yüzyılda Osmanlı coğrafyasının ılıman iklim görülen bir bölümünde yaşadığımızı düşünelim. İnternet, telefon, görsel medya, işitsel doküman ve aklınıza gelebilecek hiçbir haberleşme aracı yok. İşte bu anda Çelebi’nin hayal gücü bizi kurtarıyor. Soğuk havayı anlatmanın en ideal yolu onu absürtleştirmek olurdu. Seyyah da bunu en güzel şekilde yaptı.
Aradan yıllar geçse de insanlar hala gördüklerini anlatmak istiyor. Bunun içinde iletişim çağının en güzel ürünü olan kamerayı kullanıyorlar. Evliya Çelebi’nin modern çocukları, gittikleri yerleri kayıt altına alıyor, iyi bir edit süreci, hoş müzikler ve sağlam bir kurguyla bize sunuyorlar. Kendilerine vloger diyoruz.
Artık içerik üreterek para kazanmak mümkün. Hem seyahatlerinizi yapıp hemde yolculuğunuzu finanse edebilirsiniz. Videolar çekip, yerel halkı tanıtıp, değim yerindeyse “damdan dama atlarken havada donan kediyi” kaydedebilirseniz başarılı bir vloger olabilirsiniz. Kullanıcılar gidip göremedikleri yerleri öğrenmek istiyorlar. Bunun için sıkıcı olmayan bir kaç vlog ile mekan hakkında bilgi alabilirsiniz.
Ziyade olsun sayın vlogerlar, gitmiş kadar olduk.