Kitaptan şu cümle favorim oldu diyebilirim.
” Çünkü insan ne kadar uzun yaşasa da, bölünmez şimdiki zamandan daha fazlasını algılayamaz: Ama bellek her gün unutma yoluyla büyüyerek kazandığından daha fazlasını yitirir.”.
İnsan’ın içinde bulunduğu durumu en iyi açıklayan cümlelerden biri olarak aklımın bir köşesine yazdım. ” Bölünmez şimdiki zamandan fazlasını ne kadar uzun yaşarsa yaşasın algılayamayanlar.” İnsanı tanımlamak için yazılmış güzel cümlelerden birisi Schopenhauer tarafından böyle kağıda dökülmüş.
Uyku Hakkında :
” Uyku, ölümden yaşamın ayakta tutulmasını ödünç alır.””
Kitap hakkında genel olarak, bir yaşam boyu birinin size vereceği tavsiyeler veya birinin yaşamını tamamlamaya yakın bir noktadan sonra, gençliğinin bağrında birine tecrübelerini aforizmalarla bölüm bölüm aktarması diyebiliriz. Kısaca böyle tabi. Mesela insan yaşamını ilgilendiren birbirinden bağımsız iki konu hakkında da yazmış Schopenhauer. Uyku ve yaşlı insan ile genç insan arasında ki fark. Yaşlı adam ile genç adam arasında ki fark hakkında ise; yaşlı adamın olan şeyleri basit bir şekilde görüp kabul ettiğini ve önyargısının yaşamınının sonuna doğru gittikçe azaldığını, genç bir adamın ise hayallerinden, hayat hakkında planlarına kadar ön yargılardan ve sanrılardan oluşan bir perdenin gerçek dünyayı çarpıttığını veya örttüğünü söyler.
Buna ek olarak, gençlik yıllarında mutsuzluk veren ve insan yaşamını bulandıran şeyin ise yaşamda mutlu olmak gerektiği kesin varsayımıyla mutluluk peşinde koşmak olduğunu söylüyor Schopenhauer. Kesin olarak mutlu olmak gerektiği varsayımı en sonunda insana mutsuzlukla geri dönüyor.
Stoacı düşünceye sahip Seneca’dan, Voltaire’den ve daha birçok Roma ve Aydınlanmacı düşünürlerden referanslara kitap boyunca rastlıyoruz. Mesela birçok okuyucunun bu kitaptan sonra Seneca’nın Mutlu Yaşam Üzerine adlı kitabını da okuduğunu söylediğini gördüm.Belki de kitapta yaşam hakkında yapılmış en iyi benzetme ise bir diğer beğendiğim yer olan Schopenhauer’ın nakış benzetmesi:
” Yaşamı, üzerine nakış işlenmiş bir kumaşa benzetebiliriz; herkes, yaşamının ilk yarısında bu kumaşın ön yüzünü, ikinci yarısında ise arka yüzünü görür : Arka yüzü o denli güzel değildir ama öğreticidir; çünkü ipliklerin bağlantılarını görmemize izin verir.”
Dolandırılmanın dolaylı bir bilgelik alışverişi olduğu, bir insanın bir özelliğini unutmanın zorlukla kazanılmış bir parayı sokağa atmak olduğu ya da kitabın bir yerinde eski bir Arap özdeyişi olan ” Sırrımı saklarsam, benim tutsağım olur: Açığa vurursam, ben onun tutsağı olurum.” gibi birçok yaşam hakkında genel fikirleri Schopenhauer’ın kitabında bulabilirsiniz.
www.tunahanince.com