İmmun Trombositopenik Purpura (ITP) Nedir?
İmmun sistem, anne karnında oluşmaya başlayan, doğduktan sonra da oluşmaya ve gelişmeye devam eden bir sistemdir. Bu sistem fetüs doğduğu andan itibaren vücudun tüm koruma ve savunma mekanizması yani bağışıklığını dış etkenlere karşı koruma ile görevlidir. İmmun sistemin baskılanması vücudun enfeksiyona karşı duyarlılığını oldukça artırır ve bireyler çok kolay bir şekilde enfeksiyon hastalıklarına yakalanabilirler. İmmun sistemdeki koruma faktörleri doğduktan sonra da anne sütü ile bebeğe geçerek bağışıklığın devamını sağlar. Yeterli miktarda geçiş olmayan ya da immun sistem faktörlerinin eksik olması bireyde çeşitli hastalıklara yol açar.
Beyaz kan hücrelerinde(savunma hücreleri) artış görülür. Buna bağlı olarak da vücut kendini hastalığa karşı savunmaya geçer. İmmun trombositopenik purpura hastalığının nedenleri arasında; genetik yatkınlık, kromozom anomalileri, immun faktörlerin eksikliği, gebelik esnasında geçirilen hastalıklar, gebelik sırasında kullanılan ilaçlar sayılabilir. Aile öyküsünde bağışıklık sistemi ile ilgili hastalığı olan bireyler de risk altındadır. Özellikle kan ve kanama ile ilgili olan hastalıklarda genetik yatkınlık mutlaka araştırılmalıdır.
İmmun Trombositopenik Purpura (ITP) Belirtileri Nelerdir?
Trombositlerin(kan pulcuklarının) pıhtılaşmaması sonucu görülen bir hastalık olduğu için hastalarda kanamaya eğilim oldukça sık görülür. Cilt üzerinde yaygın leke ve morluklar, kan tetkiklerinde trombosit ve beyaz küre değerleri hastanın fiziksel muayenesi ve aile öyküsü hastalık hakkında belirtilerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. İmmun trombositopenik purpura hastalığının belirtileri arasında:
- Uzun süre devam eden yüksek ateş
- Beyaz kan hücrelerinin artması
- Trombosit değerlerinin düşmesi
- Kanamaya eğilim
- Ciltte toplu iğne başı büyüklüğünde görülen küçük kanama ve morarmalar, lekeler
- Halsizlik
- İştahsızlık
- Bulantı kusma
…sayılabilir. Bu belirtilerin aniden ortaya çıkması ve şiddetini artırarak devam ettirmesi tehlikeli ve şüphelenilmesi gereken bir durumdur. Trombositopenik purpura hastalığı daha çok 2-6 yaş grubunu kapsayan bir hastalıktır. Çocuklar ciltte morarma ve kanama yönünden sürekli gözlemlenmeli, herhangi bir acil durumda mutlaka hastanelerin acil servislerine götürülmelidir. Kanamaya zamanında müdahale edilmediğinde çocuklar iç kanamadan hayatını kaybedebilir. Bu çok önemli bir durumdur.
İmmun Trombositopenik Purpura (ITP) Tanısı Nasıl Koyulur?
Kanama ve yukarıda sayılan belirtiler ile gelen çocuklarda hastalığın şiddetini öğrenebilmek için belirli muayeneler yapılması gerekir. Öncelik olarak fizik muayene ile vücutta oluşan morarmalar gözlemlenir. Aile öyküsü, kanama şekli, şiddeti ve süresi hakkında araştırmalar yapılır. Ailede bu hastalığı taşıyan başka bireylerin olup olmadığı da araştırılması gereken konulardan birisidir. Kullanılan mevcut ilaçlar( kanamaya yol açabilecek) değerlendirilir. Tüm bunlara ek olarak yapılan diğer işlemler:
- Fizik muayene
- Aile öyküsü ve hastalık hikayesi
- Tam kan sayımı
- Periferik yayma
- Kemik iliği aspirasyonu
Kemik iliği aspirasyonu her olguda yapılmaz. Yapılabilmesi için bireyin durumu, ailenin durumu tekrar gözden geçirilmeli ve sağlıklı bir karar verilerek yapılmalıdır. Yapılan her işlem kanama riskini artırabilir, enfeksiyon riskini artırabilir. Bu nedenle olabildiğince az girişimler uygulanmalı, doktor önerisi dışına çıkılmamalıdır.
İmmun Trombositopenik Purpura (ITP) Tedavi Süreci Nasıldır?
Bağışıklık sistemi hastalıkları uzun süre tanı ve tedavi işlemlerini gerektirdiği için öncelikle sabırlı olmak ve doktora güvenmek gerekir. Bireyi desteklemek, yapılan işlemler hakkında ve hastalık hakkında bilgi edinmek aileyi rahatlatan bir durumdur. Tedavide amaç beyaz kürenin normale dönmesinin sağlanması ve trombositlerin normal değerlerine ulaşarak kanama riskinin en aza indirilmesidir. Bu amaçla belirli aralıklarla kan tetkikleri yapılır. Dışarıdan faktör takviyesi yapılır. Bu tedavi genellikle 6 aylık bir süreyi kapsar. Bu sürede enfeksiyon, kanama gibi durumların oluşmamasına çok dikkat edilmelidir.
Kullanılan ilaçlar ve etkileşimleri, bireylerin beslenmesi çok önemlidir. Vücut direncini ayakta tutabilecek vitamin tedavileri doktor tarafından uygulanır. Kan tetkiklerinde düzelme görülmeye başlanıyorsa durum gayet iyiye gidiyor demektir. Tedaviye cevap vermeyen olgularda genellikle kemik iliği aspirasyonu yapılır. Bu işlemin ardından tekrar bir tedavi düzenlemesi, yakın takip gerekir. Uzun ve zor bir süreçtir. Bu süreçte doktorun önermediği şeylerin yapılmaması, kulaktan dolma bilgilerin uygulanmaması gerekir. Bu yazıda verilen bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Bireyden bireye değişkenlik gösterebilir. Kişisel bakım ve tedavi gerektirir. Bu nedenle de genel kapsamda algılanmaması gerekir. Sağlıklı günler dileriz.