Yazmak her zaman yaşantımın bir parçası oldu. Beni tamamlayan bir şeymiş gibi. Bugünde o günlerden biriydi işte. Yazınca mutlu oluyordum. Aklımdaki bütün düşünceler ve hayal gücüm hayat buluyor gibiydi. Şu anda yurt odamdayım. Hava yağmurlu ve rüzgarlı. Bir Antalyalı olarak İstanbul bana soğuk geliyor. Yani kısacası odama kapandım. Ders çalışmam gerektiğinin bilincindeyim ama çalışmıyorum. Nedeni ise daha kötü sadece istemiyorum. Yeni yıla girmemize az kaldı bu arada. Açıkçası çok büyük bir beklentim yok. Sadece sağlık ve huzur diliyorum ve sınavı olup hemen ailemin yanına gitmeyi… Onları gerçekten özledim. ilk defa bu kadar onlardan ayrı kalıyorum ve artık bu kesinleşmiş bir şey. Çünkü eninde sonunda büyüyor ve zorluklarla kendin mücadele etmeyi öğreniyorsun. Henüz büyük bir zorluk yaşamadım ve şükür ediyorum.
Bu bloka başlamam dışında sıcak bir domates çorbası içiyorum. Çabuk çorba tabi ki. Kısa vadeli hayat kurtarıyor. Annenin yemeklerinin değerini de hatırlatıyor aynı zamanda.
Şarkı dinliyorum. Burak Kut-Yaşandı Bitti Saygısızca. Bu sıralar buna taktım. 90’ları seviyorum. Şarkılarını özellikle. Daha orijinal ve içten geliyor. İstemsizce yaşıyorum şarkıyı. Başka ne diye bilirim ki…şu sıralar mutluyum. Tabi insanım bu mutluluk ne kadar sürer bilemiyorum. Elbet üzülecek bir şey bulurum.
Neyse şu an film mi izlemeliyim yoksa yeni bir diziye mi başlamalıyım. Yoksa ders mi çalışmalıyım bunu düşüneceğim.
Derde bak.