Ben ailemle 6 ay İstanbul 6 ay Marmaris”te yaşıyordum. Hala da yaşamaktayız. Neyse İstanbul’dan yeni gelmiştik marmaris’e mayıs ayı hava cok güzeldi. Sabah saat 10.30 sularıydı ben bir hayvan hastasıyım çok seviyorum şimdi diyeceksiniz ki yılan sevilir mi evet şöyle oldu.
Sabah kahvaltı ediyordum ikinci kat balkonumuzda evimizin bahçesinde kamelyamız vardı. büyük bir çınar ağacının altında kamelyanın duvarında yan bahçeye bakan küçük demir kafesten pencereleri vardı.
Aşağıya bakıyordum, kamelyada küçük kedi yavruları bir şeyle oynuyorlar merak edip aşağı indim. ayy küçük bir yılan yavrusu öldürmüşler oynuyorlardı annesi de yan bahçeden yavrusuna bakıyordu. Çok üzüldüm hemen yukarı çıktım dedim böyle böyle hemen git öldür dediler ama ben yapamam ne olursa olsun. babam küçükken bana şöyle anlatmıştı yılanla ilgili: eğer yılan senin zarar verdiğini görürse intikam alır. öyle kalmış aklımda vicdanen asla ona zarar verem.
O bir anneydi indim aşağıya sizlere komik mi gelir bilmiyorum ama kamelyaya indim hala oradaydı yılan 2 metre uzunluğunda gri bir anne yılan yarıyakadar yükselmiş şimdi dedim sen beni gördün ama senin yavrunu ben öldürmedim en az bende senin kadar çok üzgünüm yavrunu kediler öldürmüş cok üzgünüm dedim onunla konuştum ne o benden kaçti ne ben ondan yavrusunu alıp yanına bıraktım eğildi yavrusunu burnuyla iteledi inilti bir ses çıkararak yaşayıp yaşamadığını anlamak için ama ölmüştü anladı ve tekrar doğruldu bana bakarak ıslık sesi gibi bir ses çıkararak gitti. hala beni etkiler burada yazdıklarımın hepsi gerçektir.