Şili’de feminist grup Las Tesis, 25 Kasım’da ülkelerindeki kadına şiddeti protesto etmek için danslı bir protesto gösterisi düzenlemişti. Kadınlar, Şili Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği protestoda “Suç bende değil her neredeysem, ne giydiysem suç bende değil” gibi çarpıcı sözlere sahip şarkıyı söyleyerek dans etmişti. Bu danslı protesto, sadece Güney Amerika ülkelerine değil, Avrupa’ya da yayılarak ünlü olmuştu. İstanbul Kadıköy’de de geçen hafta onlarca kadın, bu danslı protestoyu gerçekleştirmek için bir araya gelmişti. Ancak, protestoya polisler müdahale etmiş ve 7 kadın gözaltına alınmıştı.
Dünyanın pek çok ülkesinde kadınların kadına şiddete karşı gerçekleştirdiği bu danslı protestoya polisler müdahale etmemişti. İstanbul’da ise kadınlar, erkek şiddetini protesto etmek isterken polis şiddetine maruz kalmıştı. Önceki gün ise kadın milletvekilleri TBMM’de bu ayıbı protesto etmek için, Las Tesis’in sözlerini mecliste söyledi. Mecliste protestoyu başlatan CHP Milletvekili Sera Kadıgil, “Sayın İçişleri Bakanım Şili’de başlayan ve dünyanın her yerinde kadına karşı şiddete dikkat çekmek için yapılan bir dans var: Las Tesis. Bu eylemi yapmak için dokunulmaz olmamız gereken tek ülke sayenizde Türkiye oldu. Şimdi kadın milletvekilleri olarak şiddet gören, öldürülen tüm kadınlar adına size iki çift lafımız olacak” dedikten sonra şarkının sözlerini diğer kadın milletvekilleriyle söyledi. Kadın vekiller mor fular takarken arka sıralarda oturan CHP’li erkek vekiller de ellerinde Türkiye’de cinayete kurban giden kadınların fotoğraflarını tuttu.
Her zaman söylerim kadınlar sadece mecliste değil, pek çok iş sektöründe daha fazla görev alsa, yaşama farklı bir yönden renk gelecek. Şüphesiz ki kadın eli değmiş bir toplum daha medeni bir düzeye gelecektir. İşte bu nedenle, mecliste daha fazla kadın ve genç milletvekili olması gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar mecliste “Kadına şiddete hayır” denilse de mecliste kadın milletvekili sayısının az olmasının nedeni de erkeklerin onları daha geri planda tutarak seçilmelerini önlemeleri. Bu tartışmasız bir gerçek. Sadece bir dönem mecliste kadın sayısı fazla olsa Türkiye’deki yasalardan tutun hayat kalitesine kadar pek çok alanda yaşamın ne kadar değişeceğini göreceksiniz.
Öte yandan “Tecavüzcü sensin, öldüren sensin, polisler, hâkimler, devlet ve başkan” şeklinde ifadeler içeren şarkının sözlerini ağır bulan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadına karşı şiddetin sorumlusunu sadece bir kesim olarak çerçevelememek gerektiğini söyledi. Evet, bir grup olarak çerçevelememek gerek. Ancak buradaki sözler direkt tecavüz edenin, öldürenin polisler veya hakimler olduğunu kast etmiyor. Burada söylenmek istenen şudur: Toplumda hiçbir kadın giydiği, nereye gittiği ile ilgili suçlanmamalı çünkü bu bir suç değil. Kadına şiddete göz yuman, polise sığınan kadını tekrar evine gönderip eski kocası tarafından öldürülmesine yol açan, yasal süreçte hatalı kararlar alan merci her kimse ve toplumda tüm bunlara göz yuman, tacizciyi korkup şikayet etmeyen bizler de kadınların öldürülmesinden sorumluyuz. Süleyman Soylu, “75 maddelik bir eylem planı başlatacağız” diyerek son zamanlarda artan kadın cinayetlerine karşı tepkisiz kalmayacaklarını da ifade etti. Şu an hali hazırda kadın haklarına yönelik pek çok yasa bulunuyor ancak maalesef ki yürütme sürecinde başarıya ulaşamadıkları için işe yaramıyorlar. Umarım bu defa kadınların başına gelenler büyük bir ders olur da yaptırımlar artırılır.