Yiine günlerden soğuk bir Ankara sabahında metroya doğru yürüyorum. Ankara‘nın bu soğuğuna alışmam baya bir zaman alacak gibi gözüküyor.Yine de bu soğuk günlerin geçeceğini umarak montumu giyip dışarı çıktım. Yine 3 metro değiştirme zahmetinde bulunuyorum. Okula girerken öğrenci kimliğini göstermenin gerginliği ile kartı göstermeden giriyorum güvenlikçi de takmıyor zaten. Tatlı siyah köpeğe selam veriyorum ki her zaman yaparım bunu. Yine içimde onu görmenin gerginliği var. Onunla alakalı düşüncelerimin bu kadar uzun sürdüğüne inanamıyorum. Bir insanı 24 saat düşünmenin zorluğu çok büyük. Bu hünleri atlatacağımı düşünüp yoluma devam ediyorum. Belki de devam edemiyorum.Evet edemiyorum 🙂 Derse girip aklıma bir gram bilgi almadan dersten çıkıyorum. Kantine bile gitmek istemiyorum onu görürüm diye. Şimdi soruyorsunuz kim bu ya kimi görmek istemiyor bu. Uzun saçlı hayatımda bir kere. İle konuşmadığım ama her gördüğümde kalbimin pıt pıt atıp adım atmanın instagramdan istek atmakla olacağını sanan onu her gördüğümde kalbimin attığının tarifi yoktu belki de onu gördüğümde yüzüne bile bakamadığım için olmadık bilmiyorum ama yine de artık düşüncelerim toparlandı nasıl toparlandığımsa başka bir bölüme derse girme vaktii….
Ankara‘da Sıradan Bir Güne
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum