Nasıl başlamalıyım, nasıl girmeliyim diye düşünüyorum. Ama yeterli, Ne geliyorsa elime, ağzıma gelir gibi, yazacağım
Herhangi biriyim, bu yazıyı okuyan o güzel gözlü insan gibi bu ülkenin bir vatandaşı. Adım var. Yaşadığım şehir var. Yaşım ve yaşadıklarım var. Var. Sorun bu değil mi zaten çoğu zaman
Bu varlık boğmuyor mu zaten bizi..
Yere çöküp kafamızı ellerimizin arasına alıp saatlerce ‘var olmayı’ düşünmüyor muyuz? Sanki bu gezegende herkesin var bir amacı, sanki herkes bir hikaye işlemekte, ama biz o birazcık bahsedilen yan roller gibiyiz. Kuru yaprakların herhangi bir satırında nadiren geçer adımız, göz rengimizden, dudaklarımızdan dökülenlerden ve başrole etkimizden bahsedilir kısaca. Sonra ilerleyen sayfalarda unutuluruz. Bir karakter olduğumuzu hatırlamaz bile kimse. Belki kitabı yazan bile öylesine bahsetmiştir
Böyle hissederiz değil mi?
Herhangi bir gün, böyle hissettiniz. Değil mi?
Kaç yaşında olursak olalım. Ne kadar sağlıklı bir kalbe ve beyine sahip olursak olalım, işleyişlerini bozma gücüne sahibiz. İkisini dikkatlice ve beraber çalıştıramıyoruz. Etrafımızda gördüğümüz ‘kalabalığa’ öylesine katılamıyoruz. Bazen bacaklarımızı üst üste atamıyoruz. Takmayı o çok istediğimiz kocaman küpeleri takamıyoruz belki, adını sormak istediğimiz kızın adını bir türlü soramıyoruz
Böyleyiz
Zincirler yaratıyoruz. Kendimizi göremiyoruz. Normal şeyler, garip geliyor, insanlar uzak ve mutlu, gökyüzü koyu mavi, güneş olduğundan daha uzak geliyor
‘Kelebek etkisi’ denen şeyi ilk duyduğum da aklıma en düz tanımı ile küçük bir nedenler zinciri gelmişti. Şaşırmış, sevmiş ama üzerinde durmamıştım. Şimdiler de küçücük bir ayrıntıyı farkediyorum. Bu yazıyı okuyan kişi. Sen. Evet sen. Adı güzel olan, yatağında uzanmış telefonuna/bilgisayarına bakan, şarkıları kulaklığın sesini mümkün olduğunca yükselterek dinleyen. Sen. Hiçbir zaman kendi hikayenin yan rolü değilsin. Sıradan bir organizma değilsin. Tıpkı küçük bir kelebeğin deniz dalgalarına etkisi gibi, yaptığın küçücük şeyler bir gün herhangi bir insana dokunacak. Aslında her geçen gün gün benliğinle bu gezegendeki insanlara dokunuyorsun. Farketmeden yerden aldığın çöp, düşecek birinin hayatını kurtarıyor belki. Güler yüzlü bir teşekkürün ile birinin kara bulutlarını dağıtıyorsun o gün belki de. Küçük. Küçücük bir etki ile, kim bilir neleri değiştiriyorsun..
Hiç, yan karakterlerin hikayesini düşündünüz mü..
Hiç yazarlarının dahi hatırlamadığı yan karakterlerin de bir hikâyesi olduğunu hissettiniz mi?
Ben hissettim. Ben, dünyada kendi hikayesini yazamadığını düşünen herkesi hissediyorum
17 yaşındayım. Herhangi biriyim. Bir gün sokakta yanından geçip gidebileceğiniz, bir kahve sırasında beraber bekleyebileceğiniz, belki aynı yerde okuduğunuz biri.
Adımı boşverin. Size yan karakterleri anlatmaya geldim
Yine geleceğim
Thurisaz ~ Endless