Umudunu Kaybetme

Umudunu Kaybetme

Merhaba arkadaşlar. Umarım iyi vakit geçiriyorsunuzdur. Hayallerinizin peşinden gittiğinizi, her şeye rağmen mutlu ve umutlu olduğunuzu ümit ediyorum. Bunun için yine çok güzel bir konuyla sizlerleyim. Bu yazımda çok güzel bir filmden ve bu filme ilham olan gerçek bir hikayeden konuşacağız. Konumuz, Chris Gardner. Hadi kendinize bir kahve alın, çünkü başlıyoruz. 🙂

Umudunu Kaybetme

Ne Oldum Değil, Ne Olacağım…

Filmimizin ismi, “Umudunu Kaybetme.” Başrolde ise Will Smith oynuyor. Film, Chris Gardner’ın hayatını konu alıyor. 1980’lerin başında 27 yaşındaki Chris Gardner ve küçük yaştaki oğlu San Francisco’da bir yıl sokaklarda yaşamak zorunda kalmıştı. Gardner o dönem borsa brokerlığı kursuna gidiyordu ancak çok cüzi miktarda bir para kazanıyordu. Onu da oğlunu gündüzleri kreşe göndermek için harcıyordu. Evleri olmadığından oğluyla geceleri kiliselerde, tren istasyonlarının tuvaletlerinde, parklarda yatıyorlardı. Üstelik eşi de Gardner’ı terk etmişti. 

Tüm zorluklara rağmen Gardner pes etmedi ve borsa kursunu tamamlayarak tam zamanlı bir işe girdi. Azmi sayesinde başarı merdivenlerini bir bir tırmanan Gardner, 1987 yılında Gardner Rich adında kendi yatırım danışmanlık şirketini kurdu. Gardner bu gün 62 yaşında ve yaklaşık 60 milyonluk bir servete sahip. İşte sokaklarda yatmasından borsa kursunu tamamlayıp işe girmesine kadar olan kısmı konu alan filme, Gardner’ın kendi hayat hikayesini yazdığı The Pursuit of Happyness  (Umudunu Kaybetme) adlı kitabı ilham olmuş. 

Başaracağına İnandı

Bir metropolde doğan Gardner, babasını hiç tanımadı. Annesi ile alkolik ve dayakçı üvey babası tarafından büyütüldü. Hatta annesinin üvey babasını öldürmeye çalıştığı bir dönemde esirgeme kurumunda kaldı. Ancak Gardner annesinin ona sürekli “Oğlum, eğer inanırsan istediğin her şeyi başarabilirsin” dediğini söylüyor. Oda annesinin sözünü dinlediği, doğru kararlar vererek başarıya ulaştığını söylüyor. Çocukluğun kader olduğuna yönelik genel bir kanıyı da reddeden Gardner, “Çocukluğum kaderim olsaydı, bugün karısını döven, çocukları taciz eden alkolik bir herif olurdum. Bense annemin sesini dinledim. Karanlığa değil, ışığa doğru yürüdüm…” diyor. 

Başarı Şans Değildir

Evet başarı bir şans değildir. Şahsen bende şansa inanmam. Başarmak için çalışmak gerekir. Gardner’da bugün bunu anlatıyor. Yılın büyük bir kısmında dünyanın çeşitli yerlerinde motivasyon konuşmaları yapıyor, evsizlere yönelik derneklere bağış yapıyor ve kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için vakıflara sponsor oluyor. Yaptığı çalışmalarla umut ışığı arayan insanlara fener oluyor. Çünkü biliyor ki insan istediğinde başaramayacağı hiç bir şey yoktur. Amacı ise diğer insanların da bunu bilmesi. Önemli olan hayal etmek, istemek ve çalışmak. O zaman başarı er ya da geç gelecektir.

Evet bu yazımda Umudunu kaybetme dedik ve yazının sonuna geldik. Ben çok şey öğreniyorum ve size de bir şeyler katabilmiş olmayı umuyorum. Sona geldiğimize göre yazıyı Chris Garner’dan ilham verici bir sözle noktalayalım; “Hazırsın ya da değilsin hiç fark etmez. Bir an önce harekete geç.

Tevfik Emre Aydın
Okuyan, Düşünen ve Yazan Sıradan Bir İnsan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Hermeneutik (Yorumbilgisi): Kısa Bir Tarihçe
Hermeneutik (Yorumbilgisi): Kısa Bir Tarihçe

Hermeneutik (Yorumbilgisi): Kısa Bir Tarihçe

Sonraki
Hayatı Karşına Alman İçin Gardını Görmen Lazım
Hayatı Karşına Alman İçin Gardını Görmen Lazım

Hayatı Karşına Alman İçin Gardını Görmen Lazım

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.