Sosyal medyadan korkan bir insanın ilk notlarını okuyorsunuz. Şu anda ne diyeceğimi de bilemedim ya neyse. Yazmayı, konuşmayı, anlatmayı, en çok da dinlemeyi severim. Severim sevmesine de yüzyılımızda pek fazla dinleyen kitle olmadığı ve herkes kendisini anlatmak istediği için en çok dinleme özelliğim ön plandadır.
Herkesin en sevdiği huyum bu galiba. Az konuş, çok dinle. Konuşmak mı? Hak getire. Ben en son kendimi anlatmak istediğimde sekiz yaşındaydım. Sonra vazgeçtim. Zaten kimsenin umrunda değilim. Bende kimseyi umursamıyorum.
Her ne kadar bu durum çevremde, egoist ruh hastası bir Nur görüntüsü oluşturmuş olsa da ben halimden memnunum. Her neyse. En azından kafam rahat. İlkin günahı olmaz dedik, buradan sonrasi aşık olmaz işe başlamaz ve hayatım aynı sıradanlığında devam etmezse büyük ihtimalle tekrar karşılaşmamız mümkün.
Ne diyorduk?