Herkes zaman zaman iltifat almayı, iltifat etmeyi sever. İltifat etmek karşımızdakinin gururunu okşar, bizi de mutlu eder. Çünkü herkes iyi bir şey yaptığında, güzel giyindiğinde, kendinde farklılık olduğunda karşısındakinin de bunu fark etmesini bekler. Mesela ufak bir şey bile alsanız aa ne kadar güzel bir şey diyerek karşınızdakinin size içten bir şekilde gülümsemesi bile o gününüzü anlamlı kılabilir ve değiştirebilir. O kişinin kendiyle barışık biri olduğunu bile anlayabilirsiniz bu davranıştan. Zaten içten olan kişiyi hemen anlarsınız gözlerinin içi gülüyordur. Bunların hepsi içgüdüsel davranışlarımızdır. Ancak dikkat ederseniz “içtenlik” kelimesini kullandım. Yapılan beğenilerin içten olması ne kadar anlamlı değil mi? İçinden gelerek yani samimi. Peki hiç düşündünüz mü çevrenizdeki insanların ne kadarı gerçekten “içten”? İçten mi yoksa dalkavuk mu?
Şimdi dalkavuğu da nereden çıkardın, biraz ağır olmadı mı diyebilirsiniz. Aksine hafif bile kalır. Neden mi? Çünkü bu kimseler samimi değildir. Sırf karşısındakine kendini zorla kabul ettirmek ve sahte bir sevgi ilişkisinde bulunabilmek adına onunladır. Aslında onu sevmez, davranışlarını beğenmez. Fakat severmiş gibi davranır, onun nimetlerinden ancak böyle yararlanabileceğini bilir. Çünkü karşısındaki insan da kendi gibi sahtedir. Eleştiriyi sevmez, hep methedilmek ister. Methedildiği sürece her şey yolundadır. Samimiyet onun içinde önemsizdir. Yeter ki çevresi kalabalık olsun. Muhakkak ki çevrenizde bu tip insanlara rastlamışsınızdır. Sayıları o kadar çok ki. Bir düşüncenizi söylemek istediğinizde iyot gibi ortadan kalan yine siz olursunuz. Çünkü eleştirilen kişi aslında melek gibi biridir. Siz yanlış anlamışsınızdır. Sorun sizdedir:) Her daim haksız olmakla yükümlüsünüz, konu ne olursa olsun. (Burada imalı gülüş) Evet bu methedilmeyi çok seven kişi en ufak bir eleştiride tırnaklarını çıkarır ve gerçek yüzünü gösterir. Şartlar yerinde olduğu sürece ise sahte gülücükler saçmaya devam eder.
“HEM DALKAVUK HEM İŞGÜZAR!”
İşgüzar olmak sahte methedicilerin en temel özelliklerinden biridir. Olmazsa olmaz. Mesela bir yerdesiniz ve sorununuz olduğunu düşündüğünüz kimseyle fikirlerinizi paylaşıyorsunuz. Tartışmadan ve sakince. İşte tam o anda işgüzar arkadaşımız hemen duruma müdahil olur ve sanki kendi üstüne vazifeymiş gibi, sanki ona sorulmuş gibi fikrini beyan eder. “Yok canım, o öyle değil, sen yanlış düşünüyorsun, bak böyleyken şöyle, bıdı bıdı bıdı. Sizi hemen susturur ve bingo. Bilmem kaçıncı kez yaranmak istediği kişinin gözüne yeniden girmiştir. Tebrikler. Evet siz ve sizin gibileri buradan yeniden tebrik ediyorum. Böyle olmaya devam edin. Kendi fikirlerinizi ve değerlerinizi hiçe sayarak, birilerine yaranma çabanız gerçekten takdire şayan. Ne hata yaparsa yapsın, kusurlarını bu kişilere söylemeyin. Bu devran da böyle sürüp gitsin. Bize ne değil mi? Alan memnun, satan memnun… Ama ben almayayım. Böyle çoklu sahteliktense az olan ama samimi olanlar her şeyden değerli.
