Araştırmalar Türkiye ilgili ürkütücü istatistiği gözler önüne serdi. Resmî verilere göre; Türkiye genelinde 16 milyon 831 bin 210 kişi aldığı sosyal yardımlarla hayatlarını sürdürebiliyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından verilen tüm sosyal yardımlardan yararlanan hane sayısı 2018’de 300 bin artarak 3.4 milyon oldu. Yeterli geliri olmadığı için Genel Sağlık Sigortası (GSS) primleri devlet tarafından karşılananların sayısı da 6.6 milyondan 6.9 milyona yükseldi. Sadece 2018 yılında belediyeler toplam 4.8 milyar lira yardım yaptı. 2018’de tüm yardımların tutarı toplam 38 milyar 253 milyon 405 bin lira. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın İnsani Gelişme Endeksi’nde ise Türkiye, 189 ülke içerisinde 64. sırada yer alıyor. Eğitim alanında devletten alınan destek de bu yıl arttı. MEB’den burs (ilk ve ortaöğretimdeki muhtaç öğrenciler) alanların sayısı 259 bin 481’den 1.5 milyona, Yurt-Kur’dan burs (yükseköğretimdeki muhtaç öğrenciler) alanların sayısı 531 bin 208’den 557 bin 475’e çıktı.
İnsanlar Yardımsız Geçinemiyor
Bu rakamlar ard arda okunduğunda size kuru matematiksel veriler gibi gelebilir. Ancak durum çok vahim. Bu yardımlar size “Devlet ne güzel yardıma ihtiyacı olanlara yardım ediyor” dedirtmesin. Bu rakamlar size “Halkın büyük bir bölümü, kendi kendine yardımsız geçinemiyor. Hatta yardımla bile zar zor hayatta kalıyor!” dedirtmeli. Bu veriler bir kenarda dursun. Bir başka açıklama da İstanbul Ticaret Odası (İTO) 12 No’lu Ekmek Un ve Unlu Mamuller Meslek Komitesi Başkanı Hasan Demir’den geldi. Demir, 2020’ye girmeden ekmeğe zam gelmesini beklediklerini söyledi. İstanbul’da satılan 200 gram ekmeğin 1.25 liradan 1.40’a, 250 gram ekmeğin ise 1.50 liradan 1.75’e çıkması bekleniyor. Üstelik 2020’nin ilkbahar aylarında bir zam talebi daha kapıda! Demir, şu açıklamayı yaptı: “Ekmek fiyatları 42 ay aradan sonra 1.50 TL’ye çıkmıştı. Aşağı yukarı bir senedir de bu seviyede. Yeni yılla birlikte işçilik maliyetleri artacak. Un ve elektrik gibi önemli girdilerimizde anormal bir artış yaşanmazsa yeni fiyatları 2020 ilkbaharına kadar götürürüz, sonrasında ikinci bir zam talebimiz olabilir.” Kısacası zaten hayatta kalmakta zorlanan, yardımsız yaşayamayan kesin bir kuru ekmeği bile arar hale gelecek.
Enflasyon almış başını giderken, fatura zamları emekli maaşlarına yapılan zammı itinayla geri alırken, işsizlik ayyuka çıkmışken devlet daha halka daha çok yardım etmek zorunda kalır. Aslında bu duruma en önemli çözüm ancak çok klişe bir lafla açıklanabilir. Devletin yapması gereken şey vatandaşa balık vermek değil, balık tutmayı öğretmek olmalı. Üniversiteler çoğalmışken, mezun sayısı her geçen gün artarken bu nasıl olur bilinmez ama karar vericiler bu soruna derhal el atmalı. Belki her geçen gün yükselen enflasyon oranlarıyla işe başlayabilir.