Bugün gerçekten yazmak istedim. Dört canın parasızlık yüzünden intiharı beni uzun süredir düşündüğüm şeyler üzerinde tekrar tekrar sorgulama ihtiyacı hissettirdi. Ölümün mutlak gerçek olduğu kaçınılmaz ama önemli olan nasıl yaşadığımız kimlere dokunduğumuz değil mi? Hayatı sevgiyle kucaklamak ve sevgiyle noktalamak. Savaşsız intikamsız silahsız…
Toplum olarak bunu benimseyemedik. Belki daha çok hamız pişmedik. Anlamaktan ziyade sorgulama ve yargılama peşindeyiz. Herkes en ufak sorunda güç gösterisi yapma savaşına giriyor. Bütünü göremiyoruz. Bütün sadece doğum, varlık ve son. Belki doğduğumuz aileyi şartları seçemiyoruz ama hepimiz varlığımızla hayata ve insanlara anlam katmaya çalışmalıyız. Belki dünya bu şekilde daha güzel bir yer olur. Belki bir adım daha olgunlaşabiliriz. Biraz düşünün kim bir arkadaşına ya da komşusuna bir sorunun var mı diye soruyor. Belki bu dört çiçek yaşayacaktı.Hayalleri vardı muhakkak. Kim daha iyi yaşamak istemez ki? Ve bunu birinin elinden almak kimin hakkı? Belki belki belki. ..Konuşmuyoruz lakin savaşıyoruz. Paylaşmıyoruz tüketip emiyoruz. Bütün bunlar sistemin dayattığı acımasızlık. Sistem sorgulanmalı. Değiştirilmeli. Çözüm bulunmalı. Uzun zamandır sorguluyorum ne yapabilirim acaba. Belki hepimiz bu vahşi canavarın dişleri arasındayız. Ve öğütülmeyi bekliyoruz.
Bugün hepimiz birazcık bunu düşünelim mi?