Belki de bu soruya en sağlıklı cevaplardan birini yazmak İçin gerekli yaşanmışlığa sahibim. Bu yazıyı, Gazetecilik bölümünde okumuş ve lisans diplomasına sahip birinin kaleminden okuyacaksınız. Bu eğitimi almanın gerçeklerinden, kazanç ve kayıplarından bahsedeceğiz. İşte Gazetecilik Okumak hakkında merak ettikleriniz.
Gazetecilik Okumak Şart Mı?
Bu sorunun cevabı ne yazık ki hayır. Fakat keşke bu soruya evet cevabını verebilseydik. Bunu bölümden mezun olduğum için ve bu alanda iş sahibi olmayı planladığım İçin söylemiyorum. Bunu söylüyorum çünkü ben bu ülkenin ve bu dünyanın bir vatandaşıyım. Ve Türkiye’nin de dünyanın da alanında eğitim almış, nitelikli, profesyonel ve meslek ahlakına sahip gazetecilere ihtiyacı var. Özetle ben doğru bilgiyi, doğru şekilde almaya muhtaç bir bireyim. Bunun için de bana haber ulaştıracak gazetecinin eğitimli olmasını talep ediyorum.
Fakat elbette günümüzde dünyanın hiçbir yerinde insanlar yalnızca eğitimini aldıkları meslekleri yapmak gibi bir opsiyonu kabul etmiyorlar. Özellikle de mesleği yapmaya başladığınızda size bir diploma sorulmuyorsa yani iş için bir yetkinlik aranmıyorsa bu işinizi daha da kolaylaştırıyor. İster diş hekimi olun ister avukat, isterseniz astronot olun gazetecilik yapabilirsiniz. Çünkü hevesiniz, yeteceğiniz ve geniş bir çevreniz varsa bu mesleği icra etmek için hiçbir engeliniz yok demektir.
Üniversitede Gazetecilik Okumak / Eğitimi Almak Nasıl Bir Tecrübe?
İlk olarak, kapıdan girdiğiniz andan itibaren herkes şunun farkında olarak oraya gelmiş oluyor: Bu dört yıl bana garanti bir iş vermeyecek. Bu sebeple daha çok çabalamalıyım. Bu işi yapmayı gerçekten istiyorsam farkımı ortaya koymalı ve kendimi göstermeliyim.
Bu kendini gösterme çabası fakülteye başlar başlamaz ayyuka çıkıyor. Çünkü herkes bunu yapmazsa işsiz kalabileceğinin farkında. Bu sebeple derslere girmekten bir anda daha önemli olan şey staj yapmak veya çalışacak bir yer bulmak oluyor. Bu koşturmaca daha öğrenciyken başlıyor. Bu rekabet ortamı da kazanarak gelseniz bile okulunuzu okumanıza engel oluyor. Çünkü kendinizi daima birilerine ve bir şeylere yetişmek ve kendinizi göstermek zorunda hissediyorsunuz. Lise mezunu biri şu anda bir basın kuruluşunda üç yıldır çalışıyor olabilir ve siz okulunuzu hakkıyla bitirmek için uğraşırken size ait olan pozisyonu çoktan kapmış olabilir. Çünkü kimse ona üniversite okuyup okumadığını sormadı.
İş dinamiğimi düşünmeden okuma tecrübesini değerlendirirsek bu sürecin oldukça keyifli olduğunu söyleyebilirim. Gazetecilik gibi bölümler entelektüel tatmin için mükemmel fırsatlar sunuyor insana. Kendinizi, dünyayı ve içinde yaşadığınız ülkeyi tanımak İçin eşsiz bir bölüm. Okumak, yazmak ve dinlemek bu bölümün en temel üç dinamiği. Ve bu süreçlerin tamamının zevkli birer yolculuk olduğunu da gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Bu bölüm size kendinizi geliştirmek için müthiş yollar açacaktır. Fakat dediğim gibi eğer en büyük kaygınız iş bulmak ve geçinmek ise üzülerek söylüyorum ki gazetecilik okumamalısınız.
Artık Herkes Gazeteci
Bu ne demek? Gazetecinin yegane amacı topluma doğru bilgi ulaştırmak ve bunu da en doğru şekilde yapmaktır. Bu bilgiyi yazılı olarak, sözlü olarak, fotoğraflarla veya videolarla iletebilir. Bunu yapmak İçin elbette eğitim almak sizi aşırı geliştirir. Ama alamıyorsanız da sorun değil. Çünkü gerekli ekipmana ve kaynağa yakınlığa sahipsiniz. Bu meslekte de önemli olan bu. Artık hepimizin elinde akıllı telefonlar var. Fotoğraf ve video çekebilir, ses kaydı alabilir ve bunları çok hızlı bir şekilde yüzlerce hatta binlerce insanla paylaşabilirsiniz. Yani bir basın kuruluşuna içerik üretmek ve onların bunu paylaşmasını beklemek zorunda değilsiniz. Daima alıcınız var. Hal böyle olunca da insanlar haberleri gazetelerden değil Twitter’dan takip etmeyi tercih ediyor. Onları suçlayabilir miyiz?
Önerilen İçerik: Türkiye’de Gazeteci Olmak İçin Mutlaka Sahip Olmanız Gereken 6 Özellik