Yağmur yağdı mı herkese eşit düşer. O katil, bu hırsız, bu iyiliksever, o hayvan sever, bu politikacı, bu ev hanımı, bu sevgi dolu, o yalancı diye ayırt etmez. Çünkü yağmurun bir talebi yoktur. Akıp geçer. Fark edebilen, uyanık olan oradan kendine bir pay çıkarabilir. Kullanabilir. Dalgın olan pas geçer. Fark etmez bile ıslandığının. Kişinin ne yaptığı değil, fırsatları nasıl değerlendirdiği önemlidir.
İnsanlık olarak çok dalgınız, çok unutkanız. Çok fazla zihin meşgul. Sürekli meşgul çalan bir telefon gibi. Rahmet gökten yağsa görmüyor, rahmet yerden fışkırsa anlamıyor. Rahmet rüzgarı sağdan da esse, soldan da esse algılayamıyor. Niye? Çünkü gören gözleri yok. Sadece bakıyor. Duyan kulakları yok çünkü işitemiyor. Gerçekten sağır, dilsiz ve kör insanlık ortaya çıktı. Gerçek engelli olan insanlık. Engelleri de kendi yükselten. Engelleri kendi inşa eden. Çok büyük bir ironi.
Çünkü dünyayı çok gerçek görüyoruz. Dünyayı çok fazla ciddiye alıyoruz. Dünya ne ciddiye alınacak, ne de çok boş verilecek bir yer. Biraz oyalanacağımız bir geçiş mekanı. Kayıt aleminin ciddiye alınacak bir durumu olmamalı. Bu durum, ileri zaman aralığında bu dünyadan göçerken anlaşılacak bir durum. Ama dönüş yolu kapalı.
Yüce bir ruhun, kendi yüceler yücesi mekanını terk edip, kendini feda ederek madde ortamında görünür olması seni meydana getiriyor. Ama sen ne yapıyorsun? Domates ne kadar olmuş? Avro bugün ne kadar yükselmiş? Tatilde nereye gidiyoruz? … gibi günlük planlarından başını kaldıramıyorsun. Sonuç ne? Öfken aklının önüne geçmiş. Hırsın kalbini feth etmiş. Nefretin esaretinde, kayıtsızlığın karargâhı olmuş bir bedende sıkışıp kalmışsın.
Bunlar olmasın mı? Olsun. Ama sürekli gündemde durmasın. Merkezinde yer almasın. Bunları daha aşamadın ki kendini tanıyabilesin. Daha bir adım öteye geçemedin ki. Hala yiyecek içecekle meşgul bir beden, nasıl ruhanî boyutta bir düşünce gücünü elde edebilir?
En basiti. İnsanların yüzde sekseni astral seyahat nasıl yapılır bu işe yatırım yapmakta. Değerli zamanlarını bu uğraşa harcamakta.
Astral seyahati ne yapacaksın?
Önce gönüldeki seyahatinle ilgilensen. Madde terazisiyle manayı ölçmek mümkün değildir. Aklın melekelerini geliştirsen. İnsanî ilişkilerini geliştirsen. Astral seyahat yapıp ne göreceğini veya ne bulacağını umud ediyorsun? Düşüncenin uzayına çıkamadığın için gördüğün şey ancak dünyada yaratılan abuk subuk bir sürü yaratık. Gördüklerin bundan ibaret. Farklı bir şey gören var mı? Görüp de seni madde dünyasından huzur boyutuna ulaştıran var mı? Hala aynı yerdeysen, hala vesvese ve fesatlıktaysan, astral seyahatte karşılaştıkların ve öğrendiklerin boş. Astral seyahatten önce gönül seyahati yapsan. Gönülden bilgilerini paylaşsan. Paylaşılmayan bilgi kişiye zulümdür. Bu zulümden seni azad edecek kahraman yine sensin!