Bazı şeyleri dürüstçe ikrar edelim…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti “emperyalist” bir zihniyette değildir.
Yıllardır terör örgütlerinin cenderesinde hayatta kalmaya çabalayan, yine aynı şekilde uygar ve medeni dünyadan kopmadan, sosyal, ekonomik ve kültürel atılımları da yapmaya çalışan devlet, Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin üst örgütlerinin, özelde Fransa ve Almanya gibi ülkelerin, Türkiye’nin “haklı gerekçelerini” anlamasını zaten beklemiyoruz.
Türkiye, bence, tamamen, “milli güvenlik” hassasiyetli bir operasyon için, Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda bir askerî harekât başlattı.
***
Sonuç olarak…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Suriye’yi işgal etmek için meclisten tezkere de almadı.
Gerçekten de şöyle yapılan tartışmalara bakıyorum, gazetelerin web mecralarından yapılan haber yorumlara bakıyorum…
Şimdi, ne demek yahu, “savaş”!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin icra ettiği şeyin adı olsa olsa “harekâttır”.
SAVAŞ nereden çıktı? Kim kimle savaş yapıyor? AB ülkelerinden ülkemize yönelik “itidal” uyarıları gelmekte.
Esas itidale ihtiyacı olanlar iç kamuoyunda ne konuştuğunun farkında olmayanlar…
Kamu düzeni, milli güvenlik hususu, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği her türlü siyasal ihtiras ve ikbalden önce gelir.
Devlet bütünlüğümüze yönelik saldırılar karşısında, azıcık da olsa “demokrasicilik oyunu” oynamaktan vazgeçerek, milletçe bir bütünlük sergilesek ne iyi olacak…