31 Mart seçimlerinin sonuçları açıklanır açıklanmaz gördüğümüz tabloda muhalefet partilerinin iktidar partisinin elinden birçok belediyeyi – İstanbul ve Ankara başta olmak üzere – aldığını gördük. Nitekim siyasal partiler seçimlere yeni sistemin kazandırdığı ittifaklar üzeriden adaylar belirleyerek seçim öncesi tabloda büyük değişiklikler meydana getirdi. Millet ittifakı olarak kendini tanımlayan CHP ve İYİ PARTİ, yaptıkları ittifakla iktidarın yerel yönetimler üzerindeki egemenliğini zayıflattı. Seçim gecesi yazdığım yazıda, bu ittifakın çatlayacağını, yeni Cumhurbaşkanı ve meclis seçimleri için 2023’ü beklemeyeceğimizi söylemiştim. Bunu biraz daha açmak istiyorum. Şuanda mevcut koşullar altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir sonraki seçime girmesi anayasal olarak yasak. Çünkü anayasamıza göre 1 kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilir. 2014 yılında ilk kez seçilen Tayyip Erdoğan geçtiğimiz yıl 23 Haziran seçiminde ikinci kez Cumhurbaşkanı oldu. Bu duruma göre tekrar Cumhurbaşkanı olmasının önünde anayasal engeller var.
Ama 16 Nisan referandumunda ki 116. Madde de “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” deniyor. Bu da demek oluyor ki Tayyip Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçilebilmek ve partisi ile birlikte siyasette var olabilmek istiyorsa seçimler için 2023 yılını beklememek durumunda. Lakin AK Parti ve MHP’nin seçimi yeniletmek için gerekli milletvekili sayısı bulunmuyor. Cumhur ittifakı 2018 seçimlerinden 344 milletvekili ile çoğunluğu kazanmışlardı. Lakin seçimlerin yenilenme karar yeter sayısı yeni sistemle birlikte 360 milletvekiline yükseldi. Bu durumda ya Cumhur ittifakına destek verecek meclis içerisinde bir başka parti olacak yada seçimler yenilenmeden Tayyip Erdoğan’ın görev süresi bitecek. İşte tam da bu nedenle Millet ittifakının yakın zamanda çatırdayacağını ve İYİ PARTİNİN Cumhur ittifakı bloğuna dahil edilmeye çalışılacağını söylemiştim. Nitekim Meral Akşener’in “Biz anahtar partiyiz” sözlerini bu bağlamda değerlendirmek bence mümkün. İlerleyen süreçlerde iç siyasette yaşanacak gelişmeleri bu zemin üzerinde analiz etmeye başlayacağız gibi duruyor.