AK Partili Yıllar…

AK Partili Yıllar...

14 Ağustos, AK Parti’nin kuruluşunun 18. yıldönümüymüş.

Okuduğum kadarıyla pek parlak kutlanmamış bugün.

AK Parti, 3 Kasım 2002 yılında, ülkedeki kaos ortamından bıkan halkın büyük bir teveccühü sonrasında iktidar olmuştur.

2001 yılı…

Türkiye için zor bir dönemeçti.

İktisadî kriz etkisini göstermiş…

Birçok kişi işsiz kalmış…

Bankaların içi hortumlanmış…

Bir siyasi kriz yaşanmış…

Toplum iyice gerilmişti.

Okuduğum yazarlar, şunu sorgulamakta, “AK Parti ömrünü tamamlamış mıdır”!

***

Gerçekten de AK Parti, ülkemizdeki misyonunu tamamlamış mıdır?

Şöyle bir baktığımızda…

“Askeri vesayet” ile “Jüristokrasiyi” siyaset kurumunun içinden uzaklaştırmış olması…

Avrupa Birliği hedeflerinde birtakım açılımlar yapılması…

Uzun vadeli hedefler konması… 2023, 2071

İddialı projelerle ülkeye değişim yaşatması…

Orta vadede, mesela 2023 hedefleri doğrultusunda, milli gelirin 2 trilyon olarak saptanması, yine kişi başına düşen gelirin 25.000$ olarak belirlenmesi, ihracatımızın 500 milyar dolara ulaşacak olması… İşsizliği yüzde 5’te sabitleme hedefleri, yine enflasyonun %5-6 bandında olmasının öngörülmesi…

Tabii ki şöyle bir baktığımızda…

“Somut” hedefler tayin edilmekteydi.

Yalnız, AK Parti iktidarının 17. yılında ve kuruluşunun 18. yılında, parti hedeflerine ulaşabilmiş midir?

Ya da…

AK Parti misyonunu tamamlamış mıdır?

***

Gerçekten de AK Parti iktidara geldiğinde…

Dünyanın konjonktürel durumu AK Parti’nin lehineydi.

Özellikle…

Amerika Birleşik Devletleriyle…

Avrupa Birliği ülkelerinin…

AK Partiye destekleri, yine özellikle yabancı sermayenin ülkemize yavaş yavaş girmeye başlaması, yatırımların artması…

Bozulan ekonomik düzenin ve yapının onarılmasına yetmişti.

Görünürde…

Artık, hem istikrar hem de güven vardı ülkede…

Yine, uzun yıllar koalisyon hükümetleriyle yönetilmiş ülkemizde, görünürde bir “tek parti” istikrarı vardı.

Fakat, bazı şeyleri yerli yerine oturtmak lâzım: Türkiye’de yaşanan bu gelişme, AK Parti’nin tek başına iktidar olması ve ortaksız ülkeyi yönetmesi, biraz da “zamanın ruhundan” kaynaklanıyordu.

AK Parti, büyük bir çoğunluk tarafından desteklenmekte, yine özellikle basında ağırlığı olan yazar-aydın tayfası tarafından da bir algı propagandası vasıtasıyla, toplumun bu değişen Türkiye fotoğrafına alışması sağlanıyordu.

***

Ama, gelgelelim… AK Parti, siyaset arenasında birtakım yanlışlıklar ve hatalar dolayısıyla “yalnızlaşmaya” başladı. Siyaset ettiği dönemler boyunca ortaklık ettiği bazı toplumsal yapılar tarafından deyim yerindeyse “arkasından hançerlendi”! Esasında, AK Parti biz “gömlek değiştirdik” derken de “3 Y” ile savaşacağız derken de, pek “samimi” değilmiş. İşte bunca yıldır yaşadıklarımız ortada:

Kutuplaşmış ve yabancılaşmış bir toplum yapısı.

Eğitim sistemimizin alarm vermesi…

Yukarından aşağıya, aşağıdan yukarıya bir talan ve yağma siyasetinin olağanlaştırılması!

Müzakerenin ve diyaloğun yerini, birbirini suçlama ve altetmenin alması…

Yazıyı bitirirken…

Bir kez daha sormakta fayda var:

AK Parti, ülkemizdeki ömrünü tamamlamış olabilir mi?

Artık, sanki “zamanın ruhu” ve dünyanın o pozitif konjonktürü, pek AK Parti lehine değil gibi…

Erhan Salman
Ben, ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ mezunuyum... Kitap okur, köşe/kitap yazarım... Elimden geldiğince ilgi alanım doğrultusunda yazmak, en büyük tutkum ve hedefim. SEVGİYLE OKUYUN...
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Planlarım Neden Gerçekleşmiyor?
Sonraki
Kötümserlik Üzerine…

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.