Özel Okullarda Öğretmen Olmak

Özel Okullarda Öğretmen Olmak

Tam 15 yılını Türkiye’nin en iyi özel okullarından birinde çalışarak geçirmiş biri olarak öğretmen olmanın atanamamak dışında çok farklı zorluklarını gördüm. Çoğu zaman iş bulamamak, var olan işini kaybetmek, yeni bir yerde yer edinme kaygısıyla birçoğunu dile bile getiremiyoruz. Mesela özellikle ekonomik seviyesi yüksek olan kişilerin kendi çocukluğunda yapmayı isteyip yapamadığı şeyleri çocuğuna yaptırma konusunda diretmesi… Bu neden bir sorundur anlatayım:

Çocuğun müzikle alakası yoktur, yaşına uygun değildir, el kasları gelişimi yeterli değildir ama velisi kendi çocukluğunda piyano çalmayı çok istediği ve yapamadığı için çocuğu piyano çalmak zorundadır ve bizler öğretmen olarak bu durumdaki bir çocuğa piyano öğretmek zorunda kalırız. Bir devlet okulunda ise çok rahat ve net bir şekilde veliye bunu anlatabilirsin ve kimse seni suçlamaz, bu nedenle işinden olmazsın.

Özel Okullarda Öğretmen Olmak

Günümüzde ve ülkemizde özel okulları genellikle eğitimle alakası olmayan insanlar açıyor maalesef. Benim için de bu kötü deneyimlerimden biriydi. Okul sahipleri çok önemli konularda o anki duygularına, düşüncelerine, menfaatlerine göre karar verirlerdi; ekonomik boyut her zaman ön plandaydı. Mesela öğrencilere düşük not veremezdi öğretmenler ve ben okul müdürü olarak bile müdahale etme şansına sahip değildim. Okulun sahipleri öğrencileri kaybetmemek, velilerle ters düşmemek adına buna bile yaptırım uygularlardı.

Bir başka mesele de, öğretmenlerin çoğunun özel okullarda 10 ay üzerinden sözleşme imzalamaya zorlanması konusu. Yine benim bizzat yaşadığım, aslında tamamı ile öğretmenlerden yana olduğum, bunun hiçbir haklı sebebinin bulunmadığını bildiğim ancak yine de müdahale edemediğim konulardan biridir bu. Sanki eğitim-öğretim döneminin eylülden hazirana kadar sürmesi öğretmenin suçuymuş gibi. Öğretmen kalan iki ayda ne yer ne içer, evi kira mıdır, çocukları var mıdır gibi konular özel okul sahiplerini hiç ilgilendirmez nedense.

Tüm bunlar benim özel okullarda yaşadığım sorunlardan sadece birkaçı. Kısacası Türkiye’nin hayal edilen noktalara gelebilmesi için daha çok zorlu yollardan geçmesi gerekiyor. Ne zaman kendimizi eleştirmeyi öğreniriz, şahsi menfaatlerimiz benliğimizi ele geçirmez ve özel okullar gerçek eğitmenler tarafından yönetilir, işte o zaman bir umut söz konusu olabilir…

Zerrin Emek Özer
15 Temmuz 1977’de İstanbul Kadıköy’de doğdu. Anadolu Üniversitesi İşletme ve Atatürk Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümlerinden mezun oldu. 15 yıldan fazla süre ile Türkiye'nin önde gelen özel eğitim kurumlarında görev aldı.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Aranan Siyasetçi
Sonraki
Önce ‘Sol’u Tanımlamak!

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.