Her insanın konuştuğu fakat kimsenin birbirini anlamadığı farklı bir boyut-zamandayız. Hatta öyle ki, hayvanlar beni anlıyor ama yakınlarım beni anlamıyor diyenlerin çoğunlukta olduğu günlerdeyiz. Demek oluyor ki sözler, kelimeler, sarf edilen nefes ve ses anlaşılmak için yeterli değil. Hatta ve hatta kulak ve duyma hassasiyeti dahi, anlama kapasitesini yitirdi.
Duyuyor ama anlamıyoruz. Konuşuyor fakat anlaşılamıyoruz.
Herkesin konuştuğu fakat kimsenin birbirini duymadığı, anlamadığı, anlaşamadığı bir çağ bu çağ. Bunun neticeleri de her gün vahşet, her gün cinayet, her gün ölüm… Anlamak ve anlaşılmak için insanların yitirdiği şey nedir diye soracak olursak: Kavrayış yeteneği.
İnsan olma erdemlerini tek tek kaybediyor insan ırkı. Buna bir de Kavrayış erdemi eklendi.Kavrayış kapasitemiz azaldı. Kavrayış melekemiz neredeyse yok oldu ya da yok olmak üzere.Peki kavrayışı yitirdiysek bunu nasıl tekrar kazanabiliriz? İnsanı hayvandan ayıran özelliklerden biri düşünmek diğeri konuşmak. Fakat hayvanların da konuşabildiğini, fakat bu konuşmanın ağızdan değil, beden dili ile yapılabildiğini biliyoruz.Hayvanlar da düşünebiliyor, onlar da konuşabiliyor. Hayvan ırkı ile yakinen ilgilenenler bunun ne anlama geldiğini çok iyi bileceklerdir.Artık hayvan ırkı, birbirleri ile ve diğer canlılarla iletişimde, neredeyse kendini insan sınıfına dahil edenlerden çok daha ileri düzeydeler. Üstelik insanın en temel erdemleri olan merhamet,sevgi, saygı, duygusallık gibi birçok meziyetleri de bünyelerinde barındırıyorlar.Kutsal metinlerde muazzam şekilde tanımlanan insan modeli, şu an dünya üzerinde yaşayan ve kendini insan olarak tanımlayan canlılarla pek bağdaşmıyor. Düşünen ve konuşan her canlı insan sınıfına dahil edildi.
Oysa ki artık günümüzde düşünen ve konuşan Yapay Zeka Robotlar var. Onları da mı insan ırkına dahil edeceğiz? Kendini insan olarak tanımlayan düşünen ve konuşan canlı ırkı kendini hangi sınıfa dahil edecek bundan sonra?
Neyse ki bazı abiler ve ablalar durumu çok önceden fark ettiler. Fark ettikleri şey insan ırkının zayıflıkları ve eksiklikleri oldu. Çünkü insan ırkı giderek duygusal hezeyan geçirmekte ve bu nöbetler dünyaya zarar vermekte. İşte bu anda bazı güçler yapay zekaya ve zeki robotlara yöneldi. Çünkü yapay zeka ve zeki robotların, hezeyanlardan, duygusal çöküntüden,stresten, öfke ve kibirden yoksun oldukları biliniyor.
Konuşabilen ve düşünebilen yapay zeka ve robotlar, insan canlısının yerini neredeyse alabilecek düzeye geliyor, gelecek ve geldi bile.Tarımda, hayvancılıkta, metroda, hava alanlarında, fabrikalarda, uzay istasyonlarında, dertleri dinleyebilecek,üretim yapabilecek, yol gösterecek, dünya ekonomisine katkıda bulunabilecek.İşte şimdi tekrar soralım kendimize. Canlılar piramidinde yerimiz neresi? Tırmanış merdiveninde, Hayvan ırkı ve yapay zeka robot ırkı ile basamaklarımızın durumu nasıl?
Kim cevaplayacak?