Yalan Söyleme Yeteneğimiz Olmasa Yaşam Nasıl Olurdu?

Yalan Söyleme Yeteneğimiz Olmasa Yaşam Nasıl Olurdu?

Yalan söyleyemediğini iddia eden insanlarla tanıştım. Bu insanların, bu iddiaları bana oldukça garip geldi. İnandırıcı bulmadım. Çünkü bana göre yalan söylemek bir opsiyon değil ve dünya üzerindeki kimse yalan söylemeden hayatını idame ettiremez. Yalan her zaman düşündüğünüz kadar kötü ve aşağılık değildir. Bazen tam aksine iyi amaçlara hizmet eden bir hamledir ve yerinde kullanıldığı zaman oldukça fazla olumsuzluğu engelleyebilir.

Elbette kimse kendine yalan söylenmesinden hoşlanmaz. Burada yalanı söyleyen sosyal çevrenizden biri de olsa, sizi yöneten devletin mensupları da olsa yalanın yarattığı his aynıdır. Aldatılmak ve kandırılmak elbette öfke doğuracaktır. Ama bu öfke bazı zamanlarda iyi amaçlar doğurmak üzere yönlendirilebilir. Ama elbette yalan doğası gereği bir şeyleri sabote etmek amacıyla yaratılır.

Bu yazıda; insanların yalan söyleme yeteneğine sahip olmadığı bir dünyada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu tartışacağız. İnsan ilişkilerimiz, ülkelerimizin yönetim sistemleri bu durumdan nasıl etkilenir bunu tartışacağız.

Yalan Söyleme Yeteneğimiz Olmasa Yaşam Nasıl Olurdu?

Yalan İhtiyacı Ve İnsan Psikolojisi

Yalana bir ihtiyaç demek yanlış değildir. Çünkü her zaman içinde bulunduğumuz durumları ve ruh halimizi başarılı bir şekilde yönetemeyebiliriz. Bu noktada yalan bizim en büyük yardımcımızdır. Yalan sadece başkalarına söylenmez. İnsan çoğunlukla en çok kendine dürüst değildir. Hiçbir şey yolunda gitmezken kendinize her şeyin düzeleceğini söylemek de bir yalandır. Bir temennidir ama bundan önce büyük bir yalandır. Sizi zorlayan durumlarla baş edebileceğinizi, her şeyin üstesinden gelebileceğinizi tekrarlamak en tükenmiş halinizde bile sizi o dipsiz kutudan çıkaracak dua/mantra’dır. Kendimizle ilgili söylediğimiz yalanlara yeterince inanırsak onları gerçek hale getirebiliriz.

Yalan her zaman art niyetle sarf edilmiş sözlerden ibaret değildir. Önemli olan yalanın amacı yani neye hizmet ettiğidir. Bu amaç yalanı zehirli bir oka evriltir. İnanmadan söylediğimiz her söz bir yalandır. Ama bazen inanmayı temenni ettiğimiz şeyleri doğru olmadığını bile bile tekrar edebiliriz. Birine sana güveniyorum demek de bazı zamanlar bir yalan olabilir. Ya da henüz tam emin değilken bir şeyi istediğimizi söylemek yalandır. Ama bu yalan o şeyi istemeye duyulan arzudan kaynaklanmaktadır. İnsan ilişkilerinde ve insanın kendi psikolojik evreni ile yüzleşmesinde yalan kıymetli bir anahtar, bir teşvik ve bir yol göstericidir. Yalan olmadığında sosyal sistemler çöker. Daha ilk görüşmede size itici gelen bir insana bunu beyan edip bir şans daha tanımamak belki de hayat boyu mutluluğu kaçırmanıza neden olabilir. Yalan, zaman kazandırır.

Devletler Ve Yalan

Siyasetin ve temeli olan politikanın içinde yer almanın en önemli gerekliliği kusursuz yalan söyleyebilmektir. Bu öyle bir sanattır ki; yalanı ustaca söylemeli, söylediğiniz yalanları unutmamalı ve bunun yanında kendinizi çok kaptırıp bu yalanlara inanmamalısınız. Şimdi bu dinamiği böyle açıkladığımızda izah etmeye çalıştığımız şeyin uzaktan ne kadar aşağılık ve çirkin göründüğünün farkındayız. Ama yine de gerçekleri söylemenin her zaman iyi amaçlara hizmet etmeyeceğinin de bilincinde olmalıyız.

Siyasetinin içinde yalan olmazsa sistem büyük oranda çökecek ve atıl vaziyete gelecektir. Çünkü yalan bir insanı değerlendirmek söz konusu olduğunda en önemli dinamiklerden biridir. Bir insanın, herkesin yalan söylediğini biliyor olmasına karşın yalan söylemeye devam ettiğini görüyorsanız bu insanda yönetici kumaşı olmadığını anlamak için daha fazla kanıta ihtiyacınız yoktur. Aynı zamanda zehirli yalanlar sınıfına niyeti itibariyle iftira da girmektedir. Daha önce de söylediğimiz gibi iyilik doğurmak niyeti olmayan ve yalnızca bir kişinin veya grubun çıkarlarına hizmet etmek amacıyla söylenmiş yalan en korkunç silahlardandır. Fakat özellikle ülkemiz siyaseti gibi bir siyasetin hüküm sürdüğü ülkelerde, çıkar temelli yalan ve iftira güç sahiplerinin en büyük silahıdır. İnsanın psikolojik veya fizyolojik bir sebepten artık yalan söyleyemediği bir dünyada hükümet sistemlerinin kusursuz çalışması da asla mümkün değildir.

İdil Ceren Yılmaz
Gezegendeki yolculuğunun 24'üncü yılında. Atmosferde başıboş gezen hikayeleri yakalayıp insanlara anlatmak en büyük tutkusu.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Kalitesiz Komedi Filmleri Neden Revaçta?
Sonraki
Ahlâki Çöküntü(!)

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.