Bu soruyu günümüzün narsist amatör yazarlarına sorsak. “A a ne münasebet. Her şeyi “BEN” kendim kurguladım. Bütün planlamasını “BEN” kendim yaptım.” yanıtını almamız çok mümkün. Öyle ki artık insanlar bırakın kurgu yapabilmeyi sadece aslında “BENCİLİK” başlığı altında kitaplarında kendilerini anlatmaya başladı bile. Ne yazık!
“Keşke ben de yazar olsam?” diyen insan çoktur etrafımızda. Ama sonrası gelmez. Bazen de yazarlık boş iş diyenler var. Onlar hakkında pek yorum yapılamaz aslında. Eleştirilseler ne fayda!
Neyse bu tarz konuları genelde Kadıköy sokaklarında keman eşliğinde içeceklerimizi yudumlarken konuşmak da güzel olur. Ufkumuzu açar. Gelelim asıl cevabımıza.
TABİ Kİ ESİNLENMELİ!
Örneklerini geçmiş Dünya Edebiyat Tarihleri’ne bakarsak bolca görebiliriz. Mesela Gotthold Ephraim Lessing. Alman Edebiyatı’nın önemli yazarları arasında olan Lessing’in eserlerinde o doğmadan bilmem kaç yıl önce olan efsanelerden esinlenerek yazdığı bir tragedya bu sorunun en güzel “EVET” cevabıdır. Eserlerini araştırmak isteyen olursa “Miss Sara Sampson” adlı eseri beni en içine çekenidir.
Daha önce size “Medea” dan bahsetmiştim. Eğer bu iki eseri de aynı anda okursanız ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.
Peki biz bunu neden yapamıyoruz? Korkuyor muyuz?
Bence korkuyoruz. Çünkü günümüzde yer edinmiş her hangi bir ünlü yazarın kitaplarından esinlenerek bir şeyler yazarsak ve yayınlarsak bunun hukuksal açıdan doğruluğu yoktur düşüncesi ile vazgeçiyoruz. Bir yandan da hırsız muamelesi görmekten çekiniyoruz.
Peki ya aynı fikirleri düşünmüş olamaz mıyız?
Tabi ki olabiliriz. Sadece karşımızdaki daha önce düşündüğü için ve biz doğmadan belki de bin yıl önce doğup bu fikri ortaya attığı için sadece fikrin ona ait olduğunu sanıyoruz. Fikirler aynı olabilir. Kaldı ki yeri geliyor “Ben de seninle aynı fikirdeyim.” cümlesini çok kullanıyoruz. Fakat uygulama ve zaman bakımından büyük farklılıklar yansıtır fikirler. Her geçen gün yeni gelişmeler oluyor Dünya’mızda. Euripides (M.Ö 480-406- Zamanının en önemli Trajedi Şairi) zamanından bu yana çok şey değişmiş olmalı. Mesela ben “Medea Efsanesi” ndeki “Medea” olsaydım intikam için boşanıp çocuklarımın velayetini alıp tüm sosyal medyadan “Iason” ı engellerdim. Büyüyle falan uğraşmazdım. Yok hocasıdır, okunması gereken dualarıdır. Bir de yüzüne yediğin hoca tükürüğü de cabası. Neyse!
Bu şekilde bir trajedi yazsam acaba kaç kişi “AAA Medea’nın aynısını yazmış” diyebilir acaba. Yazmaktan ve gelmiş geçmiş en başarılı yazarlardan ilham almaktan, onların eserlerini günümüze uyarlıp yayınlamaktan korkmayın! Bakın o zaman “Edebiyat” nasıl da daha güzel ve ölümsüz hale gelecek göreceksiniz!
Her önünüze geleni de kendinize ilham kaynağı yapmayın tabii! 🙂