Hepimiz yolda yürürken, piknik yaparken, deniz kenarında bu küçük arkadaşlarla karşılaşmışızdır. Peki arıların hayatımızdaki yeri neden bu kadar önemli? Arılar familyasını kısaca göz atalım önce. Arı arkadaşlarımız zar kanatlılar (Hymenoptera) takımına ait Arılar (Apoidea) familyasına ait böcek grubunun tümüdür. Bal arıları baş, göğüs ve karın şeklinde üç kısıma sahipler. Bir kovandaki arılar Kraliçe arı, Erkek arı, İşçi arı olmak üzere üç çeşide ayrılabiliyor. Sabahları arı kardeşlerimizin ürettiği bal nasıl üretiliyor peki? Arı arkadaşlarımız bal üretmek için 8 kilo bal tüketiyor ve bir kovan tam tamına 90.000 arı kardeşe yuva olabiliyor.
Ekosisteme Nasıl Katkı Sağlıyorlar?
Arı vızvızlar ekosisteme hizmet veren işçi arkadaşlarımız. Arı arkadaşlarımızın görevi bal üretebilmek için çiçekleri dölleme işlemi yapıyorlar. Dünya besin maddelerin ise neredeyse %90’ı tam 82 adet çeşit bitkiden elde ediliyor. Bunların sadece %77’si ise arı kardeşlerimizin döllemesine muhtaçlar. Dolayısı ile arı arkadaşlarımız aynı vardiyalı çalışan fabrika işçisi gibi dolaylı yoldan gıda sektörüne bu şekilde katkı sağlıyorlar. Global anlamda ekonomiye kattığı mali değer ise yaklaşık olarak 250 milyon euro.
Arı işçi arkadaşlarımız sayesinde bizler de arı sütü, bal gibi faydalı gıdalar tüketebiliyoruz. Bu yönden sadece ekonomiye değil ayrıca sağlığımıza da fayda katıyorlar. Peki arılar nasıl oluyor da çiçek dölleme işlemini gerçekleştiriyorlar. Arı kardeşlerimiz çiçek açan bitkilerden nektarlar , tatlı öz su toplarını toplayıp suları bal midelerinde biriktiriyorlar. Tam bir kilo balın ortaya çıkması için ise arı kardeşlerimizin dört milyondan fazla bir çiçekten bitki özü toplamaları gerekiyor.
İnsan Sağlığına Faydası Ne?
Tarihsel geçmişe baktığımızda birinci dünya savaşı döneminde arı kardeşlerimizin hemşire görevini yaptığı söylenebilir. Askerlerin yaralarının iyileştirilmesi için arı arkadaşlarımızın balı kullanılmıştır. Bal sayesinde askerlerin yaraları nemi emip daha kolay ve hızlı çabuk iyileşmelerini sağlamıştır. Diğer bir faydası ise kahvaltı sofralarımızı süsleyen balın yanı sıra arı kardeşlerimizin üretmiş olduğu arı sütüdür .Küçük işçi arı kardeşlerimizin 5-15 günlük çalışması sonrasında ortaya çıkan arı sütü kahvaltı sofralarımızı süslüyor. Arı sütünü günde bir gram kullanabiliriz ancak şunu da belirtmek gerek ki arı sokmasına alerjiniz varsa arı sütünü kullanmayınız.
Bu yüzden de arı zehrine ya da arı sokmasına alerjiniz var mı yok mu doktora danışmanızda fayda var. Arı sokmasından kısaca bahsedecek olursak arı kardeşlerimizin iğnesi bildiğiniz gibi geriye çentikli işçi arı kardeşlerimiz birini soktuğundaysa iğnesini geri çekemiyor. Bu sokma süreci ise arı kardeşlerimizin kendilerini savunma tekniği diyebiliriz. Arı iğnesi böceklere karşı bir savunma olduğunda sert kabuktan çıkabilirken insan ya da hayvan etinden ise çıkamaz. Arı iğnesi dişilerde bulunduğunu da belirtelim. Koloni içindeki arı sütünü yalnızca kraliçe arı tüketebiliyor. Arı sütünü tüketen kraliçe arı işçi arılardan yaklaşık olarak 50 kat daha fazla yaşıyor bu yüzden kraliçe arı deniyor olsa gerek. Kraliçe arı tam tamına kendi ağırlığının iki katı kadar da yavru doğurabilir. Arıların ekosisteme ve insan sağlığına sağlamış olduğu katkılara rağmen şehir yaşantısındaki ilaç, egzoz dumanı, sanayi atıkları gibi faktörler nasıl ki bizim sağlığımızı kötü etkiliyorsa arıların sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor.
Arıların ekosisteme sağlamış olduğu katkılardan bahsetmiş iken ilginç bir haberi sizinle paylaşmak isterim. Yaklaşık üç gün önce Türkiye’den İngiltere’ye kaçan arı kardeşimizin haberini okudum. Haberden kısaca bahsedecek olursam Türkiye’deki tatilinden dönen bir İngiliz aile çantasından bir koza buluyor. Ertesi gün ise evlerinin bahçesinde sıra dışı bir arıyı fark ediyorlar. Rastladıkları sıra dışı arının ise Türkiye ve İran’da yaşayan Osmia türüne ait olduğu bilgisini de verelim.
İngiliz aile endişelenip İngiltere Arıcılar Birliğine başvuruyor. Arıcılar Birliğinin yapmış olduğu açıklama ise bir hayli ilginç doğrusu: “Bu arı gibi yerli olamayan türler çeşitli sorunlar taşıyor ve kontrol edilmesi gerekiyor. Onlar, yerel türleri yok edecek virüsler taşıyabiliyor ya da gıda kaynağı mücadelesinde benzer türlere rekabet oluşturabiliyor.” Türkiye’den İngiltere’ye göç etmiş olan arı kardeşimizin ise kozalar yaptığı bilgisini vermiş. İngiltere Arıcılar Birliğinin yaptığı bu açıklama sonrası ise ; DEFRA ise Türkiye’den göç eden arı için öldürme planı yapma kararı almış. Arıyı yakalayarak türünü resmi olarak tespit edip imha etme çalışmalarını yapacak gibi görünüyor.