Bu aralar aklıma takılan bir soru bu.
“Sağlıklı, uzun ve dolu yaşamak” diye bir şey benim gibi bir insan için pek mümkün değil maalesef. “Dolu yaşamak için illa sağlıksız mı yaşamak gerekir?” Bence evet. Bu yaşımda, bu kadarlık yaşamışlığımla bu soruya cevabım evet.
Sigara yok, alkol yok, gece hayatı yok; cips, çerez yok, yağlı yemek yok; dondurmadır, tatlıdır, şekerli yiyecekler yok… E ne anladım öyle uzun hayattan? O yok bu yok, dümdüz ot gibi 90 sene yaşasan ne yaşamasan ne?
…diyorum içimden.
Sonra da diyorum ki, “Ulan 50-60 yaşında ciğerini kusarcasına öksüre öksüre, öleceğini anlayıp da bir türlü ölemeden acı çekerek mi terk etmek istiyorsun bu hayatı?”
Öyle düşününce ufaktan bi tedirgin oluyor insan.
Sonra yakıyorum bi sigara, “o zamana kadar kim öle kim kala” diyorum, çekiyorum bi nefes. Bak şu an bu cümleyi yazarken ağzımla tuttuğum sigaranın dumanı gözüme gözüme giriyor. Ama olsun, ciğerlerim bayram etti valla. Bir dakika, bi küllük bulayım, devam edicem.
…
Tamam, çırptım şimdi sigaramın külünü, devam ediyorum.
…
Üst kuşaklar hep ne der? “Hep genç kalmayacaksınız, sağlığınızın kıymetini bilin.”
Bilelim bilmesine, eyvallah da, siz de zevküsefa içinde yaşayıp yaşayıp, yaşlanınca anlamadınız mı sağlığınızın kıymetini? Kaybedince değere binmedi mi? Şimdi bize diyorsunuz ki “Bırakın dünyevi zevkleri de sağlığınızı koruyun.” E ben sağlıklı yaşayıp 60 yaşında da şimdiki gibi genç ve dinamik hissedince, bu sefer 20’li yaşlarını keyfini kovalayarak geçirenlere gıptayla bakmayacak mıyım? O yaştan sonra kim verecek bana gençliğimi geri? Bu sefer ben demeyecek miyim gençlere, “Ölümlü dünya, bakın keyfinize” diye?
Bence siz yaşlanıp sağlık sorunlarıyla yüzleşince, gençliğinizdeki tercihlerinizden pişmanlık duyacak kadar iki yüzlüsünüz de o yüzden böyle konuşuyorsunuz.
Önerilen İçerik: Eğer Bugün Ölseydiniz Nasıl Hatırlanırdınız?