Selamlar, yine ben.
Her şeye muhalefet ettiğim serimin yeni yazısına hoş geldiniz.
Bugün de hayatının anlamsızlığını, doğduğu gün dünyanın ve galaksimizdeki diğer gezegenlerin konumlarına bakarak gidermeye çalışanların saçma sapan akımı, tarihin gördüğü en sağlam keriz tokatlama yöntemlerinden astrolojiye biraz sallayasım geldi.
Astroloji Nedir?
Süslü süslü upuzun tanımlara gerek yok; astroloji yıldız falcılığıdır. “Neptün iki derece sağa kaydı, Kasım’da doğanların başına büyük bir felaket gelecek” gibi akla mantığa sığmayan, hayatında en ufak felsefe eğitimi almamış, bilimden anlamayan insanların inanacağı boş beleş ve asılsız önermeler bütünü bir “şey”dir.
Ne İşe Yarar?
Valla bugüne kadar insanlığa herhangi bir katkısı olduğu görülmemiştir. Ha tabii bu kadar anlamsız ve vakit kaybı bir şey olduğu halde inanmayacaksınız ama bir işe yarar: Astroloji satıcılığı yapanların cebini doldurur. Bu saçmalığa inanmaya hazır binlerce (muhtemelen milyonlarca) insan olduğu için, kendine uzman astrolog diyen tipler çıkar, bu garibanlara umut tacirliği ve felaket tellallığı karışımı bir tavırla yalan dolanlarını satarlar. E piyasada bu kadar enayi varken onlara da kızasım kaçıyor açıkçası.
Arkadaşlar, memeliler sınıfına ait hayvanlarız. Gerçekten hangi gün doğduğunuzun karakterinizi belirlediğine ya da bu ay sizi nelerin beklediğini belirleyebileceğine inanacak kadar saf olmayın lütfen. “Mart ayında doğan köpekler uslu ve sadık olur; eylül doğumlu köpeklerde saldırganlık görülür; temmuz doğumlulara bu ay gökten kemik yağacak” desem ne kadar inandırıcı bulursunuz? Bu astroloji işi de bundan ibaret işte, hiçbir farkı yok.
En çok sinirimi bozan şeylerden biri de, okumuş etmiş kadınlar arasında yaygın olduğunu görmek. Üniversitede böyle bir hocam vardı. Kadın alanında ciddi anlamda başarılı, meslektaşları ve öğrencileri tarafından sayılan, sevilen dünya iyisi bir insandı. Bir gün ders arasında öğrencilerden biriyle burç muhabbeti yaparken denk gelince şok geçirmiştim.
Bir de seküler kesim bu işlere bayılıyor, bu da akıl sır erdiremediğim başka bir konu. Hadi gün yapan mahalle teyzelerinin kahve falı tutkusunu falan anlıyorum, onlar için kahvede okey oynarken memleketi kurtarmak gibi bir aktivite. Peki güzide ülkemizde medeniyetin beşiği olduğu iddia edilen Kadıköy’de neden her 3 kafeden 5’inin camında “Tarot falı bakılır” yazıyor, biri bunu izah edebilir mi? Nedir bu falcılık merakı?
“Ama ben burç yorumumu okuyorum, resmen beni anlatıyor.”
Ah be güzel kardeşim, seni bir güzel kafakola aldılar, saf ve temiz duygularını peynir ekmek yapıp yediler, haberin yok. Eğer sağda solda burç yorumlarını okuyup gerçekten senden bahsettiği izlenimine kapılıyorsan, yalnız değilsin, merak etme. Yaşadığın duruma literatürde Barnum etkisi deniyor. Özetle, hemen hemen herkes için geçerli olabilecek kadar yuvarlak lafları kişisel algılamak.
“Fala inanma falsız da kalma demişler, ben o yüzden takip ediyorum hehehe.”
Birbirimizi kandırmayalım şimdi hanımlar, bu palavrayı da çok duyuyoruz. Hep böyle diyorsunuz, sonra da takıntılı gibi burç yorumunuzda yazanlara göre hareket ediyorsunuz, falcınızın verdiği tavsiyelere uyuyorsunuz. Siz bu insanları ciddiye aldıkça onlar da önemli bir iş yaptıklarını hissedip doğal olarak aynen devam ediyorlar.
Neyse, bu kadar anlamsız bir meslek kolu için fazla bile uzattım.
Son olarak, böyle mesleklerin devamlılığını sağlayan saf ve cahil arkadaşlarımıza hayatta başarılar diler, kendini savcı, polis, devlet görevlisi olarak tanıtan kişilere de itimat etmemelerini salık veririm, çünkü siz ona da inanırsınız.
