Irkçılık konusuyla ilgili yanlış olduğunu düşündüğüm genel geçer görüşler hakkında bir iki laf etmek istiyorum. Irkçılık güzellemesi yapmayacağım, merak etmeyin.
Bir insana, yalnızca ve yalnızca, doğarken seçemeyeceği bir ırka mensup olduğu için ayrımcılık yapmak, o kişiyi dışlamak saçma mı?
Kesinlikle evet.
Fakat modern dünyada “Irkçılığa lanet olsun, hepimiz insanız, yaşasın ırkların kardeşliği” diye kendimizi ırkçı olmadığımıza ikna etmeye çalışırken atladığımız bir nokta var: O da ırkçılığın doğal bir sürecin sonucunda ortaya çıkan doğal bir tepki olması.
İzah edeyim:
Binlerce sene öncesinde yaşayan küçük bir kabile üyesisiniz. Kendi içinizde ufak çaplı bir medeniyet kurmaya gayret ederken, bir gün daha önce hiç görmediğiniz; renk, ebat, kemik yapısı vs. hiçbir yönüyle size benzemeyen ama yine sizin gibi insan olduğunu görebildiğiniz birkaç kişi, ellerinde sizin hayal dahi edemediğiniz kadar ileri teknoloji savaş aletleriyle gelip kabilenize saldırıyor. “Bunlar benim mensup olduğum kabileden çok daha gelişmiş, üstün canlılar, öyleyse ben de onların tarafında olmalıyım” diyip kendi kabilenize ihanet edip karşı tarafa mı geçersiniz, yoksa doğduğunuzdan beri içinde yaşadığınız; kültürünü, dilini, yaşam tarzını benimsediğiniz ve size benzeyen, sizin gibi giyinen, sizin gibi konuşan kabile üyelerinizden taraf mı olursunuz? Ve neden?
“Binlerce sene öncesiyle şimdiki global dünya bir mi birader?” dediğinizi duyar gibiyim.
Peki, örneğim hoşunuza gitmediyse günümüzde yaşayabileceğiniz bir senaryo düşünelim. Yurt dışındasınız, Türkiye’de çok normal karşılandığı için hiç düşünmeden yaptığınız (hatta belki de söylediğiniz) bir şey o ülkede kanunen suç sayıldığı için devletle başınız derde girdi ve hapse düştünüz. İçeri girdiniz, her ırktan, her dinden, her görüşten suçluların olduğu kapalı bir kutudasınız. Yeni olduğunuz için herkes size tip tip bakıyor ve daha ağzınızı açmadığınız halde tipiniz hakkınızdaki birçok şeyi ele verdi bile. Sonra köşede Türk olduğunuzu anlayıp size kaş göz yapan başka bir Türk gördünüz. Şimdi soru: “Ne güzel, her ırktan, her kültürden insanla dolu bir yere düştüm, şunlarla takılayım da onların kültürlerinden bir iki bir şey kapayım, kültürler arası bir sinerji yaratalım” mı dersiniz, yoksa gördüğünüz tek Türk’ün yanına mı gidersiniz? Ve neden?
İşte bu yaşadığımız dünya böyle pis bir yer.
Kişisel görüşüm şudur: Irk, din, dil, renk, herhangi bir ayrım yapmaksızın, oturup iki medeni insan gibi konuşabileceğim kimseye karşı ayrımcılık yapmam. Ama bütün insanlardan aynı tutumu bekleyecek kadar da narin bir kar tanesi değilim. Dünyaya içine doğdukları fanustan bakan über ileri medeni arkadaşlar da umarım gerçek dünyayla karşılaşmadan ölüp gidecek kadar şanslıdırlar.