Kapitalist Düzene Başkaldıran Bir Dil Bilimci Anarşist: Noam Chomsky
Noam Chomsky, 1928 yılında Amerika’da doğmuş ve geçtiğimiz yıl 90 yaşını devirmiş ünlü bir edebiyatçı, eleştirmen, filozof, dil bilimci, düşünce insanı ve aktivisttir. Peki, tüm bu sıfatlarından yola çıkarak biz onu nasıl tanıyoruz?
Noam Chomsky’nin Hayatı
Chomsky, entelektüel bir ailenin oğlu olarak Amerika’da dünyaya gelmiştir. Aktif bir çocukluk geçirmiş olan Chomsky, üniversite eğitimine dil bilimi ve felsefe alanlarında çalışmalar yaparak başlamıştır. Anarşist çalışmalar olarak sınıflandırabileceğimiz çalışmaları, 1940 yılı itibari ile başlamıştır.
1950’li yılların başında ise Harvard Üniversitesi’nde Eğitim almaya başlamış ve yaklaşık beş yıl sonra da Pensilvanya Üniversitesi bünyesinde doktora ünvanı almıştır. Bu doktora ünvanınız kısa bir zaman sonra Massachusetts Üniversitesi bünyesinde profesörlüğe kadar taşımış ve adı bilinen bir dil bilimci olma yolunda sağlam adımlar atmıştır.
Siyasi Bir Figür Olarak Chomsky
Chomsky, siyasi görüşlerini daima çekinmeden ve açıkça ortaya koyan bir düşünürdü. Özellikle Amerika’nın Vietnam’a müdahalesi esnasında buna ne kadar karşı olduğunu dile getirmiş ve bu tutumuyla siyasi duruşunun da nasıl bir noktada olduğunu kesin bir şekilde belirtmiştir.
Chomsky, savaş karşıtı bir profil çizmesi yanı sıra daima liberal ve kapitalist sistemin de karşısında olduğunu belirtmiştir. Özellikle bir dil bilimci olarak, dilin aktif ve kasıtlı olarak hükümetin tarafında ifadeler kullandığı ve hükümet yanlısı bir propaganda aracına dönüşmüş olan medya organlarını da daima eleştirmiştir.
Önerilen İçerik: ”Kadın Doğulmaz, Kadın Olunur!”: Simone de Beauvoir
Chomsky, kendi ifadesiyle köklerini klasik liberalizme dayandıran bir anarşisttir. Daima ezilen ve haklarını korumakta zorlanan grubun yanında yer almış ve bu grubun hükümetle ve diğer otorite figürleri ile olan çatışmasında da daima yanlarında bulunmuştur. Pek çok sendikaya bağlıdır, bu sendikalar bünyesinde çekinmeden aktivistlik yapmıştır. Chomsky, daima kutuplaşmanın ve küreselleşmenin karşısında durmuştur.
Chomsky Ve Psikoloji
Chomsky’nin dil bilimi ile alakalı çalışmaları, 20. Yüzyılda Davranışçı Teori ile dil çalışmaları arasında adeta bir köprü görevi görmüştür ve davranışçı teorinin karşısında yer almıştır. Chomsky, dil bilimsel zekâ dediği bir teoriyi savunur. Buna göre hiçbir çocuk dünyaya dil bilerek gelmez ama dil öğrenme yetisi ile gelir. Bu yeti sayesinde öncelikle kendi çevresinde konuşulan dil olmak üzere birden fazla dil öğrenme kabiliyetine sahiptir. Eski görüşler insan beynindeki hali hazırda var olan bilgilerin bir takım pratik ve öğrenmelerini geri geldiğini savunmaktadır. Chomsky ise çalışmalarıyla bu savın karşısında yer almaktadır.
Chomsky ve Medya
Chomsky, medya ile alakalı görüşlerini bir propaganda modeli altında toplanmıştır. Bu modele göre medyanın belli başlı bazı işlevleri vardır. Bu işlevler; eğlendirmek, bilgi vermek, belirli kültürel figürleri aşılamak, halk arasında bir köprü kurmak ve ortak bir bilinç yaratmaktır.
Ve çoğu toplumda medya genellikle siyasi gücün sahibi olan kişi ve grupların yönetiminde, yani onların tekelindedir. Bu sebeple medya organlarında yayınlanan herhangi bir içeriğin tarafsız olması söz konusu olamaz. Bu sebeple medya daima bir propaganda aracıdır. Devletin veya siyasi güçlerin bu kadar kuvvetli olmadığı ülkelerde ise bazen tekele sahip gücü görmek çok mümkün olmayabilir. Ama böyle ülkelerde de mutlaka paranın veya gücün sahibi olan kişi ve kurumların medya üzerinde ciddi bir etkisi vardır.
Chomsky ise medyanın mutlaka halk tarafında olması ve ona her şartta doğru bilgi vermesi gerektiğini savunur. Hükümet medyayı kendi gündemini dayatmamalı ve gerçekten haber niteliği olan içeriye izleyici, okuyucu ve dinleyiciye ulaştırmalıdır.
Chomsky’i Tanımak İsteyenlere Okuma Listesi:
- Halk Üzerinden Kazanç
- Dilin Mimarisi
- Güç Ve İdeoloji Üzerine
- Rızanın İmalatı
Önerilen İçerik: Dünya Rekortmeni Bir Kaleci: Tim Howard Kimdir?