Sanal Dünya İle Kurulan Sahte Kimliklerimiz ve Hasta Dünyalar

Sanal Dünya İle Kurulan Sahte Kimliklerimiz ve Hastalıklı Dünyalar

Sosyal meydanın hepimizin hayatında ciddi oranda yer kapladığını söylemek yanlış olmaz. Paylaşım yapmak, yapılan paylaşımları takip etmek gün içinde belki de en heyecanlı meşguliyetlerimizden. Her ne kadar sakıncaları olduğu vurgulansa da bunun dozunu kaçırmamak şartıyla sosyal medyada aktif olmak yanlış değil. Peki ya bu şartı görmezden gelirsek? Sosyal medyadaki sanal dünya, yaşadığımız bu gerçek hayatı gölgelemeye başlarsa?

İşte bugün bunu konuşacağız.

Sanal Dünya İle Kurulan Sahte Kimliklerimiz ve Hastalıklı Dünyalar

Sanal hayatımızın gerçekliğimiz haline gelmesi

 Bazen içinde yaşadığımız koşullardan ve hayatımızdan memnun olmayabiliriz. Belki de olmak istediğimiz insan olamamış, çevremizdeki insanlarda bırakmak istediğimiz izlenimi bırakamamışızdır. Kendimizi arzuladığımız gibi ifade edememek ve kişiliğimizin gereklerini hayatımızdaki insanlara yansıtamamak bazen zorlayıcı olabilir.

İşte böyle durumlarda insanlar bir hak daha isterler. Bu hakkı, kendilerini arzu ettikleri şekilde ifade etmek için kullanmak niyetindedirler. Ama gerçek hayatta maalesef böyle bir hakkımız yoktur.

İşte bu durumda bir alternatif arayışına gireriz. Ve bu arayış bize yeniden imaj yönetimi yapabileceğimiz, olmadığımız veya olamadığımız o insan gibi davranabileceğimiz sosyal medyaya, sanal hayata yönlendirir. Yepyeni bir kimlik tanımlamaya…

 

Sanal Dünya İle Kurulan Sahte Kimliklerimiz ve Hastalıklı Dünyalar

Sosyal medyada olmadığın birine dönüşmek

 İşte işin hastalıklı boyutu böyle başlar. Yeniden doğma arzusu. Adeta sıfırdan, yepyeni bir hayata sahip olmak. Üstelik bu esnada elindeki hayatı da bırakmak zorunda olmamaktadır. İşte insanlara çekici gelen ve onları bu yola sürükleyen tam olarak bu.

Bir profil oluşturmak, okuma yazma bilen herkes için oldukça mümkün. Yaşlarını olduğundan büyük veya küçük gösterenler… Fiziksel özelliklerinden, maddi durumlarından, yaşadıkları şehirden memnun olmadığı için yalan söyleyenler… İnternet siteleri bu insanlarla ve bu insanların yönettiği sahte profillerle dolu.

Bu profillerin ortaya çıkışı yalnızca alternatif bir gerçekliğe kavuşma arzusundan değil, kirli ve insanlık dışı amaçları gerçekleştirmek amacıyla da olabiliyor. Dolandırıcılar, tacizciler, sanal dünya içerisindeki zorbalar da bu profiller vasıtasıyla insanların hayatlarına sızıp onları istenmeyen durumlarda bırakabiliyor.

Sanal dünyada bu şekilde var olmak neden sakıncalı?

 İnsanlar gerçek hayatlarında elde edemedikleri tatmini sanal hayatlarında elde edebileceklerine inanırlar. Onaylanabilir, takdir edilebilir, sevildiği ve özlendiği illüzyonunu yaşayabilirler. Ve daha kötüsü tüm bu yaşadıklarının gerçek olduğu yanılgısına kapılabilirler.

Oysa etkileşim kurduğu insanlar da kendileri de bir kurgu karakterden ötesi değildirler. Karşısında kendisiyle etkileşim kuran gerçek bir insan olsa da aslında o bir oyun karakteridir.

Bu sanal dünyada yaşadığı gerçekliğe tutku ile bağlı olan bir insanın, gerçek hayatını sağlıklı bir şekilde yaşaması ve bu hayatındaki sorunlara mantıklı çözümlerle yaklaşması da mümkün değildir. Özetle bu insan gerçek hayatından giderek kopar. Zaten mutsuz olduğu bu düzende var olmaya duyduğu arzu da giderek azalır.

Sanal Dünya İle Kurulan Sahte Kimliklerimiz ve Hastalıklı Dünyalar

Tam olarak bu durumdayım, ne yapmalıyım?

 Herkesin hayat şartları, aynı parmak izleri gibi birbirinden tamamen farklıdır. Bu yüzden herkesin uygulayabileceği formüller vermek ve bunlara harfiyen uyulmasını beklemek doğru değil.  

Hayatımızı her yönüyle kabul etmek ve kendimize dair her şeyden memnun olmak zorunda değiliz. Ama kendimizi sevmek ve sınırlarımızı bilmek zorundayız. Her nasıl olmak istiyorsak ona yaklaşmamız mümkün. Yeter ki alternatif bir gerçeklik arayışına girmeyelim.

Sahip olduğumuz gerçekliğin kıymetini bilmeyi ve yatırımızı buraya yapmayı öğrenin. Unutmayın neye sahip olmak istiyorsanız, yeterince emekle onu elde edebilirsiniz.

Önerilen İçerik: Sosyal Medya’da Paylaştığımız Kadar Mutlu Muyuz?

En önemlisi: Ebeveynlerin üstüne düşenler

Kimlik bunalımları, sosyalleşmede yaşanan sorunlar, akran zorbalığı insanların küçük yaşlarda maruz kaldığı dinamiklerdir. Tüm bu dinamikler çocuğunuzu sanal dünya içinde yeni bir kimlik arayışına sürüklüyor olabilir. Belki bunu duymaktan mutlu olmayacaksınız ama çocuğunuzun bu arayışın peşinden gitmesinin en büyük sorumlularından biri de sizlersiniz.

Çocuklarınızı takip edin. Ama bir dedektif edasıyla, yargılayıcı bir üslupla ve her an bir hata yapmasını bekler gibi değil. Bir yoldaş gibi yanında olarak takip edin. Onlara manevi olarak daima arkalarında olduğunuzu hissettirin. Maddi olarak da elinizden geleni, arzu ettiği gibi bir insan olması için gereken eğitimi ve öğretimi alması için ardınıza koymayın. Bir çocuğun elindeki gerçekliğin kıymetini bilmesini ancak ona rehber olacak ve sevgiyle yaklaşacak ebeveynler sağlayabilir.

Önerilen İçerik: Paylaşmadan Duramama Hastalığı: Bilinmeyen Aksiyonun Değersizliği Nedir?


İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: 

İdil Ceren Yılmaz
Gezegendeki yolculuğunun 24'üncü yılında. Atmosferde başıboş gezen hikayeleri yakalayıp insanlara anlatmak en büyük tutkusu.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Dünya Savaşlarından Dünya’nın Gizli Tarikatlerine Kadar Kontrol Eden, Dünya Düzenini Elinde Tutan 9 Aile
Dünya Savaşlarından Dünya’nın Gizli Tarikatlerine Kadar Kontrol Eden, Dünya Düzenini Elinde Tutan 9 Aile

Dünya Savaşlarından Dünya’nın Gizli Tarikatlerine Kadar Kontrol Eden, Dünya Düzenini Elinde Tutan 9 Aile

Sonraki
Zeki Demirkubuz’dan Bir Dostoyevski Esintisi: Yeraltı
Zeki Demirkubuz’dan Bir Dostoyevskş Esintisi: Yeraltı

Zeki Demirkubuz’dan Bir Dostoyevski Esintisi: Yeraltı

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.