Sabahları yorgun uyanmak, gün içinde yaşanan halsizlik, günlük işleri yaparken yaşanan isteksizlik ve genel bir bitkinlik hali. Çoğu zaman yüksek iş temposu ve şehir yaşamının hızından kaynaklandığı düşünülen bu belirtiler aslında ciddi hastalıkların belirtisi olabilir.
Yorgunluk, normalde bir insanın günlük işlerini yaparken kendini yorgun hissetmesi, yetersiz hissetmesi olarak tanımlanabilir. Kimi insanlar yaşından hiç beklenmedik bir şekilde atak olabilir ya da genç yaşta kişi yemek yemeye, yatmaya hatta dinlenmeye bile üşenir halde olabilir. Bu durum bir üşengeçlik mi, enerji düşüklüğü mü ya da hastalıktan mı kaynaklanıyor bunun belirlenmesi çok önemlidir.
1. Susuzluk
Eğer gün içerisinde doğru bir biçimde su tüketmiyorsanız, uykusuzluğu bizzat çağırıyorsunuz demektir. Su, arabadaki benzin gibi fayda sağlamaktadır. Eğer günlük 2-2,5 litre kadar su içmezseniz bu sizin bütün sisteminizi etkileyecektir. Benzinsiz kalan vücudunuz daima yorgun ve bitkin hissedecektir.
2. Tiroit hastalıkları
Hipotiroidi* başta olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin kendisini çok yorgun hissetmesine neden olur. Hatta hipotiroidi* hastalarının etraflarında tembel olarak tanımlanan kişiler olduğu söylenir. İş yapmak istemeyen, yerinden kalkmakta zorlanan, iş yapma gücünü kendinde hissetmeyen insanlardır bunlar genelde.
Yine endokrin hastalıklarından şeker hastaları da sürekli yorgundurlar. Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye uğrayabilir.
3. Kansızlık
Yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık grubu anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur. Bu durumda kişiye mutlaka bir uzman doktor muayenesi ve gerekli tetkikler yaptırılmalıdır. Gerekli tedavi planlaması kansızlık giderildikten sonra yorgunluk hissinin de kaybolduğu görülecektir.
4. Uyku Apnesi
Yaşam kalitesini bozan en önemli sorunlardan olan uyku apnesi de yorgunluğun önemli sebeplerinden birisidir. Yeterli sürede, kaliteli bir uyku uyuyamayan kişiler kendisini ertesi gün aşırı yorgun hissedecektir. Bu durum gün içerisindeki tüm faaliyetlere yansır. 6-8 saatlik iyi bir gece uykusunun sağlık için önemi çok büyük. Bölünmüş, kalitesiz, eksik ya da fazla uyku şunlara yol açabiliyor: Bağışıklık sistemini ciddi derecede bozuyor. Hafızayı önemli ölçüde zayıflatıyor, dikkat dağınıklığı yaratıyor. Zihinsel ve fiziksel performansı düşürüp problem çözme yetisini azaltıyor. Şeker Hastalığına yatkınlığa, tokken bile sık acıkmaya (gece nöbeti tutanlarda) kilo artışına neden oluyor.
5. Depresyon ve stres
Yorgunluğa yol açan hastalıklardan ikinci sırada depresyon gibi psikosomatik hastalıklar gelir. Depresyon da kişilerin kendisini yorgun hissetmesine neden olabilir. Gün içinde yaşadığınız ufak ufak stresler, trafik gerginliği, arkadaşlarla münakaşa, patronun iş üstündeki gerginliği gibi pek çok şeyle uğraşmak zorunda kalan insan için stresin yorgunluğa neden olması çok doğaldır. Yaşadığımız stres ve hayatla ilgili çözemediğimiz konulardan ortaya çıkan ufak ufak depresyonlarımız ruh halimizin kötü olmasına yol açmaktadır. Ruh kendini kötü hissettiğinde ise vücut kendini aynı şekilde yorgun, bitkin ve kötü hissedecektir.
Önerilen İçerik: Hayatımızdaki Stresin Etkilerini En Aza İndirme Yolları
6. Mevsim Geçişleri
İnsanlar tahmin ettiklerinden daha kuvvetli bir biçimde yaşadığı dünyaya bağlıdır. Dünya belli değişimler geçirirken onunla yaşayan insan da aynı şekilde bu değişime dâhil olur. Dünya’nın değişmekte olduğu dönemler ruhumuz bu değişimden olumlu veya olumsuz bir biçimde etkilenebilir. Bu da yorgunluğa ve bitkinliğe sebep olacaktır.
7. Yetersiz Güneş Işığı
İnsanın su gibi bir diğer enerji kaynağı ise Güneş’tir. Güneş yeryüzünün en büyük enerji kaynağı olarak bütün bitki âlemini, hayvanlar âlemini beslediği gibi insanı da beslemektedir. Güneş’ten alınan D Vitamini vücudunun enerji mekanizmasının en önemli kaynağıdır. Eğer D vitamini vücuda yeteri kadar gelmezse insanın enerjisi düşük kalacaktır.
8. Fiziksel Güçsüzlük
Yorgunluk, fiziksel güç ve kondisyonla da çok ilgilidir. Kondisyonlu ve güçlü bir kişi daha geç yorulur. Yaşa göre sağlıklı beslenerek ve düzenli fiziksel aktivite ile kas kuvvetini artırmak ve korumak yorgunluğun önüne geçebilir.
9. Hijyen ve Düzen
Ne alaka diye düşünmeyin! İnsan etrafından bire bir, etkilenen bir varlık. Hal böyle olunca da etrafınız nasılsa siz de öyle oluveriyorsunuz. İçinde bulunduğunuz ortam hijyeniz ve derli toplu olduğu takdir de siz de kendinizi temiz ve düzen içinde hissediyorsunuz. Böylece modunuz düşmüyor ve yorgun hissiniz ortadan kalkıyor. Aksi takdirde karmaşıklık sizi yorgun hissettirecektir.
Ne zaman doktora başvurulmalıdır?
Kişi, daha önce yorulmadan rahatlıkla yapabildiği işleri artık yorularak yapıyorsa bir doktora başvurmalı, yorgunluğun sebebi araştırılmalıdır. Hatta kişinin öz güveninin azalması, kendine eskisi kadar iyi bakmaması da bir soruna işaret olabilir. Geçici yorgunluklar çok önemli sayılmamaktadır ancak kronik yorgunluk olduğunda bu durum mutlaka önemsenmelidir.
Enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin
Çalışma ve dinlenme periyotları doğru ayarlanmalıdır. Kısa ve sık dinlenme aralıkları verilerek yorgunluğun ortaya çıkması önlenebilir. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olunmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır. Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi, kahve ve çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.
Düzenli uyku ile yeterli ve dengeli beslenme, bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir. Düzenli yapılan 30 dakikalık yürüyüş, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır, daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar.
Önerilen İçerik: Hayatı Ertelemek: Tembellik mi, Hastalık mı?
Uyarı: En doğru bilgi için doktorunuza danışın.