Bazı şarkılar vardır ki bilgisayar başında çalışırken ya da bir akşam vakti loş ışıkta sokakta yürürken sizi alır götürür, nerede olduğunuzu unutturur. Telefonunuzun playlistini açarken yüzünüzde saçma bir gülümseme oluşur, dinlemek için o tınıları sabırsızlanırsınız.
İşte, o nadide güzel parçalardan bazılarını sizler için hazırladım. Günümüz bakkal müzik tarzından bir hayli farklı, biraz daha Europe tarzında diyebileceğimiz ve sizi Meksika’nın arka sokaklarında ya da Çek Cumhuriyetinin otantik kaldırımlarında yürürmüş gibi hissettirebilir. O yüzden mutlaka bu listeye bakınız derim.
Haydi, gelin listede ne var ne yok bir inceleyelim.
Akordeon Na Rynku
Evet, yazıya klasik bir parçadan başlayarak sizi keyiflendirmek isterim. Akordeon enstrümanı ile çalınan bu klasik parçayı ilk olarak Prag’da Charles Köprüsünde yürürken duydu bu kulaklar. O kadar etkilendi ki videoya bile aldı. Sonrasında ise yıllar sonra gene aynı parçayı bir de Ukraynalıdan dinlemek istedi. Bana sorarsanız parça çok güzel. Öyle güzel ki tiyatroda trajedi sahnelerinde oyuncu repliğini sahnede söylerken arka fonda çalınsa güzel olur. Ukraynalı dedenin parmaklarına sağlık diyelim o zaman!
Cingioloni-Ballo Del Qua Qua
Eğer siz de 90lar jenerasyonundaysanız bu parçayı daha intro da tanıyacaksınız. Her ne kadar çocukken anaokulunda öğretmenimiz ile birlikte oyun saatinde söylemiş olsam da bugün hala neşelenmek enerjik hissetmek için açıp dinliyorum. Kaldı ki yaşınız ilerlese bile büyüseniz bile bu şarkıyı açıp da dinlemek sizi utandırmasın. İçinizdeki çocuk ruhu bir nebze de olsa ortaya çıkaracak ve ritminden beslenerek yaratıcı eserler ortaya çıkarırken bulacaksınız kendinizi.
Enrico Macias-Zingarella Gina Lollobrigida
Sizi İspanya’nın Granada şehrindeymiş gibi hissettirecek bir parçadır. Parçayı dinlemeye başladığınızda çalan o ritmik melodi ile İspanyol çingenelerinin yaşadığı mahalledeymiş gibi hissedebilirsiniz. Klipte yer alan kadın gerek dansı ile gerekse görünümü ile değerli Türk kadın oyuncumuz Türkan Şoray’ı andırmıyor değil. Her ne kadar İspanyolca bilmiyor olsanız bile dinleyin derim. Zingerella nakaratı ile merdivenlerden hoplaya zıplaya inecek ya da ofis masanızda gülümseyerek çalışıyor olacaksınız.
Önerilen İçerik: İspanya’nın Ankarası: Madrid Seyahat Rehberi
Flash Mob, Classic FM Orchestra, Sofia, Bulgaria
Hiçbir yerde albümü dahi olmayan bir parça. Çünkü Street music ya da metro music diyebileceğimiz cinsten bir parça. Aslında bakarsanız melodiden çıkaracaksınız sizi biraz eskiye götürecek pembe panteri izlediğiniz zamanlara çocukluğunuza gidiyor olacaksınız. Yan flüt ve bateri ile farklı bir şekilde yorumlanan pink panther yani pembe panter parçası dinlenmeye gerçekten değer. Canınız sıkıldığında üzgün hissettiğinizde hiç üşenmeyin kulaklığınızı takın ve gözlerinizi kapatarak dinleyin.
A ty Walcz-Róża wiatrów
Bir önceki parçalardan tarz olarak biraz farklı diyebileceğim bir parçayı da dinlemenizi öneririm. Tınısı ile birazcık western filmlerini size anımsatıyor. Arka fonda çalan klasik gitar sesi ve ikilinin düellosu ile eski Amerikan filmlerinin kahramanıymış gibi hissedebilirsiniz.
Janusz Radek i Justyna Steczkowska-Upiór w operze
Geldik klasik bir parçaya, daha doğrusu opera müziğine. The Phantom Of The Opera operasını Zorlu Center’da izledikten sonra çok etkilenmiş ve çalan müziği hemen araştırmıştım. Tabii ki operaya gitmeden önce İngilizce kitabı Macmillan Readers yayınlarının bastığı kitabı da okumuş yutmuştum. Operayı her ne kadar 2015 yılında izlemiş olsam da bu parçayı duyduğumda hala aynı etkiyi bırakıyor üzerimde. Sadece oyunu izleyip kitabı okumakla kalmayın derim. The Phantom Of Opera’nın bir de filmi bulunuyor. Biraz daha entelleşeyim derseniz filmini de izleyin derim. O zaman parçamızı saygılarınıza şöylecene bırakıyorum.
Licedei (Лицедеи) – Blue Canary
Bu parçanın bende ne yazık ki henüz bir anısı yok ama tiyatroda çalan parçaları sevdiğimden listeme eklemek istedim. İntrodaki blue canary sesini dışardaysanız eğer hoparlörü açıp dinlerseniz ağaçta yer alan kuş da o sesi gerçek sanıp öterek karşılık verecektir. Parça birazcık dinlendirici bir etkiye sahip düşünürken ya da yazı yazarken dinleyebilirsiniz. Sahnede yer alan palyaço aslında hüznü anımsatıyor bana. Evet, yüzünde bir ton makyaj var ama aslında içerde bir yerde yüreği ağlıyor gibi. Çünkü gözleri hüzünlü bakıyor. Ağlayan palyaço hikâyesi de buradan geliyor bence. Konunun detaylarını da belki bir başka yazıda sizler ile paylaşıyor olurum.
Marek Grechuta – Nie Dokazuj
Marek adlı sanatçımızı henüz bende yeni keşfettim ancak inceleyecek olursanız diğer besteleri de dinlenilmeye değer. Her bir parçasında arkadaki piyano ve keman ya da çello sesini yalnızken gözlerinizi kapatarak dinlediğinizde İtalya’nın dar sokaklarını götürüyor. Bence bu parçayı yapmak istediğiniz ideallerinizi düşünürken dinlemelisiniz. Bunun sebebi ise sizi gaza getirecek olmasıdır. Belki de bu klasik parçayı dinledikten sonra uçağa atlayıp Prag’a gitmek isteyeceksiniz. O zaman bu hayalinizi gerçekleştirmeniz dileğiyle.
Studio Accantus – Belle (Notre Dame de Paris)
Belle parçası benim en sevdiğim parça şu aralar sanırım, hep de öyle kalacak bir klasik diyebiliriz. Bu tınıyı, bu melodiyi ilk olarak Lise 2’deyken dinlemiştim. Parça Notre Dame De Paris müzikalinde kambur aşığın çingene kızı Esmeralda’a olan aşkını anlatılırken müzikal oyununda arka planda çalıyor. Olur da gidemezseniz izleyemezsin ki bazen Zorlu Center’da bu tarz müzikal gösteriler olabiliyor. Gidemeseniz bile içinizde kalmaması uğruna Youtube sitesine girip beş dakikalık videoyu izlemek de insanı mutlu ediyor. Esmeralda güzel çingene kızı ve kambur âşık.
Gitmeden evvel belki Victor Hugo’nun aynı adlı eserini okumak da istersiniz. Okuyup da gitmeniz aslında çok daha güzel olur okurken hayal ettiğiniz şeyleri sonrasında bizzat görmek ayrı bir anlam katabilir gezinize. Bununla ilgili daha önce yazmış olduğum Paris yazsına göz atmanızı şiddetle öneririm.
Önerilen İçerik: Aşıklar Şehri Paris’te Gezip Görülmesi Gereken 10 Yer
Bonus: Son parçayı sokak müziği ile kapatmak istiyorum. Bu yüzden aşağıda yer alan parçayı seçtim. Parçayı özellikle olur da kafanıza eser ise yurtdışınıza yapacağınız bir seyahatte sokaklarda yürürken kulaklığınızı takıp yürürken dinlemenizi öneririm. Video klipteki çello sesi ayrı bir dinlendirici etki bırakacak üzerinizde. Melodiyi de bir yerlerden hatırlayacaksınız.
İlginizi Çekebilecek Bağlantılar: