Buraya her ne yazsam her daim depresif,üzücü ve olumsuz şeylerden bahsediyor oluyorum.Belki de söz konusu bilgisayardan bir şeyler yazmak olduğunda ,insanların okuyacağı, göreceği bir şeyler, yazma eylemi biraz daha zorlaşıyor.Çünkü burası herkese açık bir hesap ve yazdıklarımı okuyacak insanlar var, olacaklar. Bu insanları asla görmeyecek olsam dahi; yüzlerini bilmediğim, çoğunun yazı hakkındaki düşüncelerinden bihaber olacağım bu insanlara karşı karşılıksız bir beklenti içine girmiş gibi hissediyorum kendimi. Ya da daha doğru tabirle baskılıyorum beğenilme kaygısının içinde kelimelerimi. Yalnız başıma defterime yazdığımda, kalemin ucu parmaklarım arasında kayıp gidiyor, hiçbir kelimeyi tutmuyorum. Kendim olmamam için, dürüst olmaktan çekinmemem için hiçbir sebebim kalmıyor.Gerçekleri şeffaf bir şekilde akıtıveriyorum tüm çıplaklığıyla. Hislerim ve düşüncelerim görünmeyecek olmanın verdiği cesaretle itiraflarda bulunuyor da bulunuyor. Ta ki ne zaman buraya gelsem sanki bedenim açık da kalmış da örtünmek istiyormuşum gibi bir his kaplıyor beni.Kendimden bahsediyorum, hislerimden bahsediyorum.Bunlar beni korkutuyor.Görünmek, göstermek, yarıp da kalbinin içini açmak beni ürkütüyor. Bunlar bana özel olan şeylerken, sadece benim haberdar olduğum şeylerken bir anda başka insanların dudaklarında mırıldanarak okunan kelimelere dönüşüyorlar. Eminim ki aralarında ortak hisleri paylaştıklarımız vardır ama yine de anlamsız bir çekingenliğin bedenimi baştan aşağı kaplamasına engel olamıyorum. Neden bu kadar zor? Her şey. Neden hep uğraşmak, oldurmak zorundayız? Neden başkalarının avucuna düştüğü gibi düşmüyor bazı şeylerde bana kolaylıkla? Yaşamın adaletsiz olduğunu ve hiçbir şeyi beklemediğini, hiçbir şey için de durmadığını öğreneli epey oluyor ama yine de bu kadar acımasız bir durum karşısında isyankar olmadan duramıyorum. Çaba, çaba, çaba… Yetmedi mi bizden yeterince aldığın, aldıkların, neden biraz da verici ve bağışlayıcı olmuyorsun? Kimse isyankar kızları sevmez,eminim ki sen de aynı şeyleri düşünüyor, hissediyorsundur. Doğru cevapları yaşayanlarla asla paylaşmadığın bir düzen oluşturmuşsun,acının altında hepimizi ezip geçiyorsun. Yorulduğumdan şikayet edip dururken beni başka bir bilmeceyle, zamanın akmasıyla parça parça oturabilecek bir hikayeyle daha baş başa bırakıyorsun. Pes etmek geliyor içimden, hepsini bırakmak geliyor ancak böyle bir lüksüm yok. Böyle bir seçeneğim yok. Tek bir yol var, o da yalnızca ilerlemek. Adımlarım geri geri gidiyor, hiç istemiyorum. İnanmıyorum, güzel bir gelecek, güzel bir şeyler göremiyorum. Zaten güzel olan şeyleri hep geç fark ederim, ne kadar şanslı olduğumu, ne kadar iyi olduğunu veya ne kadar imkan olduğunu…Gözlerim olan bitene hep geç kalır, geç fark eder zaten.
dipnot : Karışık bir yazı olduğunun, farklı başlayıp alakasız devam ettiğinin farkındayım.Biraz zihnimden geçen rastgele düşünceler gibi başlayıp bitirdim.Günün şarkısı, brek – ilaç gibi.