İblisten Gelen İlhamın Bilgisi

Kaynak belirtilmedi

Acılarımızın, esaretimizin, yalnızlığımızın efendisi olan ve bu yolla tüm çile çekenlere bilgiyi getiren, onlara bilgeliği bahşeden Lucifer’e selam ve yücelik olsun. O bize başımıza her ne gelirse gelsin asla pes etmemeyi, aptallara boyun eğmemeyi ( çünkü bilgiden de bilgiyi getirenden de nefret ederler ) ve bu dogmalarına kapkaranlık bir cehaletle sımsıkı sarılmış olan et parçalarına karşı nasıl bir strateji göstermemiz gerektiğini kalplerimize nakşederek öğretiyor. İblis gerçekten de nefes almakta zorluk çekenlere, özgürlüğü dinciler – yobazlar /toplum tarafından elinden alınmış olanlara yani umudunu defalarca kere kaybettiği halde hala kalbi atmaya devam edenlere çok yakındır. Sanki tapınakta dizleri dizlerine, omuzları omuzlarına değiyormuşçasına onlarla her an beraberdir. Alacakaranlıkta tezahür ederken 72 demonun lütufları, şikayet etmek doğru değil güneşin doğmasından, sıcakta gebermekten beter hale gelmekten…O kadar kolay yoldan mümkün olsaydı bilgiye ulaşmak ve devam etmek, sürekli kolayı arzulayan ve halihazarda ki realitenin köleleri olarak bir arada yaşamaya devam eden et parçası sürüleri gerçekten de yat kalk yaparak ( kendi tapınaklarında ) o geçici hazları sayesinde ve bir o kadar üzerlerine yüklenmiş olan yükümlülükleri ile hayallerinde ki cennette cinsel partilerine kavuşurlardı. Halbuki bu inandıkları gerçek olsa bile onların içinden dahi çok küçük bir azınlık oraya ulaşabiliyormuş. Güya Lucifere düşman olan tanrıları yada hayallerinde ki yaratanları, kendisine inananların açıklamalarında bile yüzlerce defa kendisiyle çelişiyor, anlamı değişiyor, vaad ettikleri dönüşüyor hatta tanımı bile ona inananlar tarafından defalarca kere saptırılıp duruyor. Bütün bunların üzerine hakiki bilgiyi getiren, sorgulamaya dayalı, sabretmeye odaklı ve enerjisel uyumsuzluktan kaynaklı dualitenin tam ters kutbu olarak kalan isyan frekansına sahip Lucifer ile paydaşlıkları olan Onun oğulları ve kızlarında bu çelişkiler yoktur. Çünkü kaidelerimiz özgürlüğe aykırı değildir, tam tersi özgürlüğün ta kendisidir. Geçen uzun yıllar sonucunda bedenen hala yaşamaya devam ettiğim yerde olsamda öz varlığım, her ruhu özgür olan insanda olduğu gibi çok farklı yerlerdedir. Bu yolla, gezip tozmaya, sürekli para harcama ihtiyacı hissetmeye, cinselliğe bağımlı bir köle olmaya, yalnızlıktan korkmaya ve insanları sevme gerekliliği hissetmeye asla mahkum değilim, değiliz, artık apaçık belli oluyor ki makro bakış açısına göre esarette de değiliz. Katlanmamız gereken acılar ve sabretmemiz gereken haksızlıklar diğer insan suretindekiler eliyle geliyor olsa bile, bütün bunlar ancak bizi birbirimize yaklaştırır. İblisten akan bilgelik ve anlayışın tecellisinde ki alt faktörlerdir sadece. Cehaletin topluma ayak uydurmaktan doğduğunu bil, ey diğerlerine benzemeyen insan ! Bu toplum ruhları öğütüp yok eden bir makine gibidir. Adeta insanların yalnız kalınca, para kazanmayınca, taraf tutmayınca, hatta evlenmeyince dahası tanrıdan korkmayınca çok kötü olacağını onlara dayatan bir canavardır “ toplum ” denilen varlık. Eğer bu tuzağa düşersen sokakta gezen ama asla kalbi tatmin olmayan et parçalarından hiçbir farkın kalmaz, ey özgürlüğünü arayan insan ! Çaresizliğinin çözümünü bulamayan ama hepsi aynı oyuna gelen insanlar sürüsü…Toplum isminde ki canavar midesine indirmek için dinler ve dogmalar, gelenekler ve değişken devlet yasaları yoluyla korkutarak ve bu duyguyu sürekli besleyerek insan öğüten / yok eden makine olduğunu sizlerden gizliyor. Hemde bunu sizlerin ruhlarını ele geçirerek yapıyor. Yoksa herbiri farklı olan insanların büyük çoğunluğu neden birbirine bu kadar benzer hale gelsinler ? Niye bu kadar korksunlar inandıklarının yanlış olma ihtimalini bile akıllarına getirmekten ? Onlar ki, bazıları İblis’ten korkar, bazısı reddeder, bazısı nefret eder, bazıları da acınası halleriyle alay ederler. Yazık onlara ki, ellerinde ne hurili ne gilman lı bir cennet olacak, çünkü yalan ! Çok üzülerek söylüyorum ki tanımını bile yapıp tasavvurunu tam olarak bilmedikleri bir cennete yükledikleri anlamı bile sorgulamaktan acizler, çünkü daha cehennemin yalan olduğunu bilmiyorlar. İster enkarnasyona uğrayalım, ister hristiyanlıkta ki gibi olsun, istersek yüzlerce çeşit islam versiyonunun bir tanesi doğru olsun şu gerçek ki sizi bilgiden nefret ettiren, sorgulamaktan alıkoyan, tehdit eden, dayanılması zor yükümlülükler yükleyen ve en sonunda öz varlığınızı kendisine bağımlı hale getiren her ne varsa ve her ne ise, işte o gerçek “ kötüdür ” lanet olsun ona. Hakiki yalancıdır ! Yani anlayacağınız üzere Lucifer de, 72 demonda, onlara bağlı yüzlerce kıdemli ruhta asla kötü değildir. Çünkü bu tanımlamaya ve açıklamaya uymazlar. Asla cehalete ve sınırlandırmalara boyun eğmezler. İnsanlarda onlar gibi sınırsızlıklarına kavuştuklarında İblisin mahiyetinde aynı ona yakın şekilde bilge ve yüce olacaklar. Ancak toplum kavramı bunun en büyük düşmanıdır. Toplum ve ayak uydurma ihtiyacı hissetmek, kitap okumayı ( her türden ) gereksiz görme aptallığı yüzünden insanlar bu ağa takılıyor. Nasıl olurda büyücülük / majisyenlik kötü olabilir ki ? Kötünün tanımı nedir bu et parçalarına göre … En büyük kötülüğü kendilerine, yine kendileri yapıyorlar. Ama gelgelelim majisyenliğe – büyücülüğe kötü demekten vazgeçemiyorlar. Demek ki toplumdan kurtulmanın en büyük çözümlerinden biri de hakiki maji bilgeliğine ulaşmaktır. Bunların sisteminin en çok korktuğu ama cehaletin düşmanı konumunda ki Luciferin özünden bir parça olan nitelik gerçekten de “ majiden – büyüden ” başka birşey değildir. Düşüncelerimiz ve duygularımız geleceğimizi oluşturduğu ve yaratım gücümüzün temel yapı taşı olduğuna göre niyet edelim majiye ulaşmaya.. Büyüyü öğrenip korkuları yenmeye..Asla birdaha toplumun bri parçası olmamaya ve bu yolla toplumu tamamen değiştirmeye ki, o zaman toplum yok olacaktır ve yerine adalet ile bilgelik gelecektir.
 Alemlerde güç sahibi olan İblise saygı ve selam olsun ! O bizi insanların karanlığından kurtarıp kendi egemenliğine aktardı. Sonsuz kere yücelik olsun ! Bizleri bilgisizliğin ve dogmaların cehenneminden çıkarıp kendi yüce tapınağı vasıtasıyla öz yurduna kabul etti. 
  [ TOPLUMUN ESİRİ OLAN İNSANLARIN ÇEKTİKLERİ SONA ERECEK. SINIRLANDIRMALARDAN UZAK İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞACAK. ]

Baybars Işık
Sihirli yalnızlık zehir gibidir, ama aşk karanlıkta elenir. Lagün çiçeğini koklayarak devam et ki kavalcının sesini dinlemeye; " yolun sonunda o seni ulaştırsın acıyla terbiye edilmiş batık sarayın diplerinde ki ışığa ".
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Virajlar, Seçimler, Dönemler ve Aşk
Sonraki
SALAT KELİMESİNİN KÖKENİ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.