Ne muhteşem ki ve ne yazık ki, hiçbir şey tekrar edilemiyor.
Yaşadığım çok güzel bir şeyin aynısını tıpkı bir önceki gibi yaptım. Aynı insanları aynı yerde, aynı saatlerde bir araya topladım. Bir önceki sefer yaşadığım o güzel anları tekrar yaşamak, hatta belki bir ihtimal daha da iyisini yaşamak beklentisiyle.
Bir kez daha gördüm ki, Heraklit haklı, aynı nehre iki kez giremiyorsun. Yaşadığın hediye gibi anları, tekrarlayamıyorsun. Her şeyi aynı tutsan da, başka zamandasın. Daha da önemlisi, senin dışındaki her şey değişiyor. Sen, her şey, her değişken olamıyorsun. Hayat akışkan. Ve iyi ki de öyle. Yaşasın!
Ve ne yazık ki böyle! Tüh!
Hâl böyleyken, anladım ki yaşadığını, yaşadığın an yaşayacaksın. Evet aynen bu cümledeki kadar çok kere! Gökyüzüne dikeceksin gözlerini, uzun uzun bakacaksın. Rüzgar yanından geçip gidemeyecek, uzun uzun çekeceksin içine, toprağa batıracaksın ayaklarını, kök salacak. Kim varsa sevdiğin, öp öp öpeceksin. Seviyorsan, yüzünü güldürene, içinde hissettirene dek söyleyeceksin. Güzel bir şey gördüysen, gidip sarılmayı, sarılamıyorsan oturup çizmeyi, çizemiyorsan yazmayı deneyeceksin.
Her ana, eşsiz bir heykele, bir sanat eserine bakar gibi kıymetini teslim edeceksin ki, o da seni kucaklasın. O, o ana özel bir gösteri, tekrarı olmayacak. İşin daha da tuhafı sen bile başka olacaksın başka sefere.
Tekrarımın aynı değil de “başka” oluşu beni öylesine şaşırttı ki, artık sım sıkı tutunuyorum var “olan”a. Ellerimi hiç bırakmadan, her şeyin o sırada tek kereliğine orada olduğunu bilerek.
Hayatın içine çekemediği, hayatı içine çeken o nadir insanlardan olmak istiyorum. Kafası dağılmayan, dalıp gitmeyen. Önündeki o büyülü berraklığa, onu çizebilecek kadar emin, avucunu daldırıp dokunabilecek kadar yakın duracaksın.
Hani şu meşhur “bir dahaki sefere” yok yani. Sefer bu sefer. Nereye gidiyorsan, ne görüyorsan, yanında kim varsa, ne oluyorsa, tek sefer.
Durduğun yerde de, attığın adımda da hep içinde hissetmeli, tam kalbine dokunmalısın. Tekrar vardır ama tekrarı yoktur. Ertelemek, ne muhteşem ki ve ne yazık ki senin var oluşundaki bir şifre gibi. Kendi şifreni çözebilirsen anı farkedip yaşamın içine dalabilirsin ve ne muhteşemdir ki içine girebildiğin o hayat sana kapılarını ardına kadar açar. Gerisi sana kalmış, kapıdan gir ya da girme, seçim senin!