Bir Sosyal Bilim Romanı

Fotoğraf sahibi: Inga Seliverstova (@Inga Seliverstova on Pexels)

Sosyolojik Kafa

Sevgili okurlarım, bu yazımda size Mevlüt Özben hocanın Bir Sosyal Bilim Romanı olan Sosyolojik Kafa adlı eserinden bahsedeceğim.

Hiç sıkılmadan okuyacağınız farklı bir kitap sosyolojik kafa. İstanbula sosyoloji okumaya giden üniversite öğrencisi Nilüferin romanı. Nilüfer ve Sabahattin hoca ile sosyolojinin derinliklerine inecek,sosyolojik kavramlarla tanışacak ve sosyolojik düşünme becerisinin hazzını yaşayacaksınız. En güzeli de sorgulamaya başlayacaksınız. Benim bu hayattaki sosyal statüm ve rolüm ne ?Ben bu hayata bir evlat,bir abla ya da abi, bir eş, bir anne ya da baba olmak için mi geldim ? Rolüm hangisi ? Hangi statüde daha çok mutluyum gibi.

Sosyolojik kafa altı bölümden oluşuyor. Sosyolojinin tarihsel gelişimini aşama aşama öğrenebileceğimiz bir kitap. Bilge sosyolog Zygmunt Baumanı da tanıyıveriyorsunuz.Sosyolojinin insana kazandırdığı mirasın farkında oluyorsunuz. İlk başta sosyolojinin ne olduğunu öğreniyorsunuz. Ne olmak istediğini,sosyolojinin kapsamını,sosyolojiden beklentileri, insanı ve toplumu anlamanın yollarını,kültür kavramını,kültürün türevlerini,güç,otorite ve iktidar kavramlarını,modernleşmeyi ve en önemlisi insan figürünü öğreniyorsunuz.  İnsan olmanın ne denli zor olduğuna ilişkin bir sürü şey var ama yaş geçişleri gösteriyor ki insan olmak, her yaş kategorisinde kendisine göre kimi zorluklar içeriyor. Yeteri kadar koruyamadığımız çocuklar,sorumluluklar altında inim inim inleyen yetişkinler ve saygıda kusur ettiğimiz yaşlıları konuşurken aklımızdan şu cümle geçiveriyor. İnsan olmak ne zor şeymiş. 

Kültürlerin hızla değişen yaklaşımları çoğu zaman yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Gündemden düşmeyen savaşlar,soykırımlar,dramlar toplumların farkında olmadan çöküşünün fragmanı. Sosyoloji bilmek hayatı bir noktada kolaylaştırır. Sosyolojinin beklentileri ile insanların beklentileri aynı. Anlamak ve anlaşılmak.  Empati kurmayı öğrenebilirsek şu dünya denilen yerde hep birlikte yaşayabiliriz. Güçlü olan da biziz,otorite sahibi olanda biziz iktidar olan kocaman bir toplum da biziz. Üretimin,tıbbın,savaşın endüstrileştirilmesi derken yaşamın kendisini de endüstriyel bir ürün olarak pazarlamaktan çekinmeyen modernlik,bugün bir yan etkiler dalgası ile boğuşmakta . Toplumsallaştırmadan ziyade bireyselleştirme çalışmaları titizlikle sürdürülüyor.Bireyselleştirme, kişinin parasını,zamanını,yaşamını ve bedenini kontrol etme talebine dayanıyor. Küreselleşen dünyaya ayak uydurmak,son teslim tarihinden önce yetiştirilmeye çalışılan işlere benzer şekilde,canını teslim etmeden yaşamını yetiştirmeye çalışan insanlar gibi . küreselleşmenin şiddetiyle yorgunluk toplumları olduk. bir yerlere yetişmeye çalışırken otoritenin kurbanı olduk .

Sosyoloji bildiklerimizi bilmedikleştirir,sorulmayan sorular sorup rahat ve en önemlisi de sessiz  hayatı bozar.

Bu kitap bana hayatıma dönüp bakmayı öğretti. Sosyolojinin yaşamdan dram üretme sanatında ustalaşmış yetişkinler dünyasına ve topluma daha bir kuşkuyla,yani bildik olanı bilmedikleştirerek bakmayı öğretti . Kitap insan ve toplum yaşamına sadece gözlerimle değil,yüreğimle de bakmam gerektiğini öğretti. Bakmak ve görmek , içinde var olduğun hayatın farkında olmak. 

Sevgiyle kalın.

 

Merve Çiçek
Bir hayalin peşinden...
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Uçmakdere Yamaç Paraşütü
Sonraki
Zor Zamanlarda ve Baskı Altında Kendinizi Nasıl Güçlü Tutabilirsiniz?

Zor Zamanlarda ve Baskı Altında Kendinizi Nasıl Güçlü Tutabilirsiniz?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.