Yürüyorum sabah doğmaya yakın, geceden kalmayım iskemlesi soğuk bir köșe meyhanesinden. Derinlere dalıyorum, ufkumu almıșım içime, düșlemem seni sevdiğim, zihnim donuktur orada üșüme, yüreğimde kal. Sabahı edeceğim yakındır, ruhumda deli ıstırap, göğsümde bir öfke ki deli, meyhanedeki ihtiyar gibi. İhtiyar kaldırdı bardağı, “Yeğenim bu gece dök içini” dedi. Kırmadım, vurdum bardağı masaya, eyvallah ihtiyar, eyvallah. Çocuklukta top oynardık, güzel görür sevda bağlardık, bazen kavga eder, kahkalarla olanları unuturduk. Yaș geçti ihtiyar, alındık hayata, küstük sevdiklerimizle ve vedalaștık çocukluğumuzla. Rüzgar aldı götürdü serkeșliğimizi, bașımız eğildi, yüreğimiz burkuldu ve ateșimiz söndü. Bir dost edindik, bin cephe kaybettik. Rüzgar her vurduğunda yapraklarımıza, keșke sararsaydık dedik fakat döküldük, döküldük. Tuhaf gördük yolda, ne kadar tuhaf adamdır dedik, tuhaf olduk. Așıkları gördük, așk mı olur bu devirde dedik, Devir așk oldu, biz hala așkı anlamadık. Mecnunun susadığı çöle uğradık, leyla düșmüș, düșünce anladık. Șimdi bir iskemlede ihtiyarla iki lafın belini kırıyorum, kırılan tüm umudumu muhabbete dahil ederek. Belki de yarın yine kırarız, tuhaf dediğimiz adamın umudunu yüklenerek. İhtiyar sen içtikçe gençleșiyorsun, ben içtikçe yașlanıyorum. Sen güzelliklere dem vuruyorsun, ben güzellik falan görmüyorum. İki ihtiyarın yükünü, bu gece tüm gençliğimi iki kadehe feda ederek ben alıyorum. Sabaha doğru sallanarak yürürüm, sabaha doğru sallanarak yürüyorum. Senin yașadığın geleceği, elimde kadehim, yüreğimde yükümle, șimdi yașıyorum.
Yașamak dedi ihtiyar, nedir yașamak? Üstümdeki yük, adımlarımda kaçamak Vururken sırtından habersizce kader. Șerefinle ölebilmeye razı gelmektir yașamak Zaman dedi ihtiyar, zamanın anlamı Geçip giden bu yașamda yalnızca zaman anlamlı Tüm yașantımı ve belki de dahasını Geçip giden ve bazen gidemeyen zaman anlattı. Ruhundan bahset biraz dedi ihtiyar. Bir tepede evim var, etrafta yağan kar İçeride ufak ısıtan soba, ocağımda yemeğim. Ruhum kar, evim, sobam, yemeğim. Bazen de fırtınam, harabem, yangınım, sōnüklüğüm.