Yazımın Amacı…
Toplumumuzu eleştiri niteliğinde olacak bu yazıma başlamadan önce kısa bir tavsiye vermek istiyorum.Günlük işiyle meşgul olan her bireyin en azından kitapları seven,mesleği,toplumda ki rolü,mevkii,makamı farketmeksizin her insanın okuması gereken dev bir adam YAŞAR KEMAL.
Yıl 1923. O yıl Türk Edebiyatını dünya edebiyatına en muhteşem ve noksansız bir şekilde tanıtacak ve ileride dünya’nın roman başta olmak üzere sayılı yazarlarından biri olacak asıl adı Sadık Kemal Gökçeli bizim bildiğimiz adıyla Yaşar Kemal doğdu.Peki kim bu öve öve bitiremediğim Yaşar Kemal,daha 4 yaşında iken gözünün önünde evlatlık kardeşi tarafından babası öldürülen ve 12 yaşına kadar konuşmayan bir çocuk,bu olay hayatının geri kalanı da çeşitli sıkıntılar ile geçeceğinin bir göstergesiydi nitekim öyle de oldu.
Zaten gençliğinden itibaren çeşitli çevresel,politik sıkıntılar çekti kimbilir belki bu sıkıntıları çekmeseydi belki de Yaşar Kemal olmazdı .Ancak siz değerli okurlara biyografisi hakkında bilgi vermekten ziyade edebi kişiliğine ve edebiyatımıza daha doğrusu dünya edebiyatına yaptığı etkilere odaklanmak istiyorum çünkü biyografisi hakkında kolay bir biçimde bilgi elde edilebilir.
Yaşar Kemal,tıpkı ölmeden önce kıymetini bilmediğimiz ancak kaybettikten sonra değerini farkettiğimiz nice yazarlar gibi ölümünden sonra adını anılır olduk fakat üzülerek ifade etmek gerekirse toplumun hala ezici bir kısmı bu edebiyat harikasından haberdar bile değil ismini bilmeyen milyonlar olduğunu düşünüyorum.Ne yazık ki gençlerimiz çoğunluğu oluşturuyor.Kendi ifadesi ile İnce Memed’i 32 yılda tamamladığını söylüyor ancak bizler 32 yılda yazdığı 2163 sayfalık ölümsüz eseri alıp okuma zahmetine katlanmıyoruz,teknoloji çağındayız istediğimiz her türlü yoldan erişebilme imkanına sahibiz halbuki.
Dünya kamuoyu,edebiyat dergileri ve çeşitli devletler tarafından defalarca ödüllendirilen Nobel Edebiyat Ödülüne bile aday gösterilen Yaşar Kemal’den sadece toplum olarak bizim haberimiz yok halbuki bütün eserlerinde Anadolu insanını ve onun çektiği acıları,sıkıntıları anlatmış bir nevi toplum yaşantısına ayna tutmuştur.
Fransızlar Victor Hugo’ya,İngilizlerin W.Shakespeare’ye sahip çıktıkları gibi bizim de kendi değerlerimize sahip çıkıp onları sonsuza dek yaşatabilmek için o muhteşem eserlerini hem okuyup hem okutmamız gerekmez mi??.Bütün bunların yanında Yaşar Kemal sağlığında dönemin siyasi güçleri tarafından çeşitli asılsız karalamalar ve politik suçlamalarla birlikte mahkeme kapılarında süründürüldü.”Aklımda yazacak çok şey var ama yazamıyorum rahat bırakmıyorlar zamanımı çalıyorlar”demişti bir röportajında.Uzun lafın kısası gençlerimizin muhakkak Yaşar Kemal ve onun gibi daha nice değerleri yaşatmalı ve bir sonraki nesillere aktarmalıdır bu bir görevdir hepimiz için…SAYGIYLA
Teşekkürler..