Türkiye-Mısır İlişkileri

Kaynak belirtilmedi

Türkiye-Mısır İlişkileri

Mısır ile Türkiye arasında 1925 yılında kurulan diplomatik ve ticari ilişkilerdir. Günümüzde her iki ülkenin başkentlerinde büyükelçilikler ve büyük şehirlerinde konsoloslukları bulunmaktadır. Türkiye ve Mısır Akdeniz için Birlik üyesidir.Mısır ve Türkiye’nin tarihsel bağları vardır.Yaklaşık olarak 500 senelik dini ve tarihsel bağlar günümüzde iki devletin ilişkilerinin dostane şekilde devam etmesine öncülük etmiştir.
 

 

Tarihi

Osmanlı Dönemi (1517-1867)

Osmanlı-Mısır ilişkileri Osmanlı İmparatorluğu’nun genişlemesi ve yönetim dinamikleriyle şekillendi.Mısır 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolü altına girdi ve Osmanlı egemenliği altında kaldı.Osmanlı yönetimi altında,Mısır önemli bir eyalet haline geldi ve Osmanlı’nın askeri,ekonomik ve idari politikalarına entegre oldu.Bununla birlikte, 19. yüzyılın sonlarına doğru, Mısır’da güçlenen yerel yöneticilerin ve modernleşme hareketlerinin etkisiyle,Osmanlı-Mısır ilişkileri karmaşıklaştı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Mısır’da bağımsızlık eğilimleri arttı.Bu durum 19. yüzyılın sonlarında Mısır’ın fiilen bağımsızlığını kazanmasına ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmasına yol açtı.Bu süreç Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve toprak bütünlüğündeki zayıflığını gösteren önemli bir örnektir.
 

 

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Dönemi (1805-1848)

Kavalalı Mehmet Ali Paşa döneminde Osmanlı-Mısır ilişkileri gerilimliydi.Mehmet Ali Paşa,Mısır’ı modernleştirmeye çalışırken Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık talepleriyle çatıştı.Bu dönemde,Mısır ekonomisi ve askeri gücü önemli ölçüde güçlendi.Ancak,Mehmet Ali Paşa’nın hırsları ve Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık talepleri,Osmanlı-Mısır ilişkilerini gerilimli hale getirdi.Kahire Boğazlıyan Antlaşması (1831-1833) ile bir denge sağlanmaya çalışıldı,ancak Mehmet Ali’nin Mısır’ın fiili bağımsızlığını kazanması kaçınılmaz hale geldi.1840 yılında İngiltere ve Avrupa devletlerinin baskısıyla Osmanlı İmparatorluğu,Mehmet Ali’ye ve soyuna Mısır Valiliği ve Sudan’ın yanı sıra Ege Adaları’nın da miras olarak verilmesi şartıyla Mısır’ın fiili bağımsızlığını tanıdı.Bu Osmanlı-Mısır ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Osmanlı İmparatorluğu’nun otoritesinin zayıflamasına işaret eder.

 

Bağımsızlık Sonrası Dönem (1867-1922)

1867’den 1922’ye kadar olan dönemde Osmanlı-Mısır ilişkileri,Mısır’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan fiilen ayrılması ve tam bağımsızlık kazanmasıyla belirlendi.Mısır,1882’de İngilizlerin işgal etmesiyle fiilen bağımsızlığını kaybetti ve 1914’te İngiliz himayesi altında bir protektora haline geldi.Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu,Mısır’ı yeniden kontrol altına almak için çeşitli girişimlerde bulundu ancak başarısız oldu.Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmesiyle birlikte,1919’da Mısır’da büyük bir milli hareket başladı ve 1922’de Mısır fiilen bağımsızlığını ilan etti.Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve çöküşü,Mısır’ın kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlık kazanma sürecini hızlandırdı.Bu dönemde Osmanlı-Mısır ilişkileri, Mısır’ın bağımsızlık mücadelesi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte giderek zayıfladı ve sonunda Mısır’ın tam bağımsızlığını elde etmesiyle kesildi.Osmanlı İmparatorluğu’nun artan zayıflığı ve Mısır’ın ulusal kimliğini güçlendiren milli hareketler,bu dönemdeki ilişkilerin temel dinamikleriydi.

 

Birinci Dünya Savaşı Dönemi (1914-1918)

Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı-Mısır ilişkileri oldukça karmaşık ve çalkantılıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girmesiyle birlikte, Mısır’daki siyasi ve toplumsal dinamikler de etkilendi. Mısır, Osmanlı İmparatorluğu’nun yanında savaşa katılma kararı almasına rağmen, aslında çoğunlukla tarafsız kalmıştı. Mısır’da İngiliz varlığı ve etkisi ise giderek artmıştı. İngilizler, Mısır’ı Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir cephe üssü olarak kullanmak istiyordu. Özellikle İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yapılan Sina ve Filistin Cephesi’nde Mısır’dan lojistik destek alması bu süreci etkiledi. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaştan yenik çıkmasıyla birlikte, Mısır’daki İngiliz varlığı ve etkisi artarak devam etti ve Osmanlı-Mısır ilişkileri bu süreçte değişime uğradı.
 

 

İkinci Dünya Savaşı Dönemi (1939-1945)
 

İkinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı-Mısır ilişkileri oldukça karmaşıktı.Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından,Mısır 1922 yılında resmen bağımsızlığını kazandı ancak İngilizlerin etkisi altında kaldı.Savaş sırasında,Mısır,İngilizlerin stratejik bir üssü haline geldi ve savaş boyunca İngilizlerle yakın işbirliği içinde oldu.Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle Osmanlı-Mısır ilişkileri fiilen sona erdi ve Mısır’ın bağımsızlığını kazanmasıyla da resmen son buldu.
 

 

Soğuk Savaş Dönemi (1947-1991)

Soğuk Savaş döneminde Türkiye-Mısır ilişkileri oldukça gerildi.Mısır lideri Cemal Abdünnasır’ın Arap milliyetçiliği ve pan-Arabizm politikaları,Türkiye ile ilişkileri olumsuz etkiledi.Abdünnasır’ın Sovyetler Birliği ile yakınlaşması ve Batı’ya karşı tavır alması da Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkileri gerginleştirdi.Bu dönemde,özellikle 1950’lerin sonlarından itibaren,Türkiye ve Mısır arasında diplomatik gerginlikler ve karşılıklı ithamlar yaşandı.Mısır’ın 1956’daki Süveyş Krizi’nde Sovyetler Birliği’ne yaklaşması ve Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini güçlendirmesi,ilişkilerin daha da zorlu bir hale gelmesine yol açtı.Bu dönemde,iki ülke arasındaki ilişkiler genellikle düşmanlık ve rekabet üzerine şekillendi.

 

Mısır Askeri Darbesi Dönemi 

2013 Mısır askeri darbesi sonrasında Türkiye-Mısır ilişkileri oldukça gerildi.Türkiye,darbeyi askeri bir müdahale olarak değerlendirerek Mısır’daki hükümet değişikliğini tanımadı.Bu duruş,Türkiye’nin Mısır’daki yönetimi meşru kabul etmemesine ve diplomatik ilişkileri düşük düzeye indirmesine yol açtı.Türkiye,darbe sonrasında Müslüman Kardeşler hareketine destek verirken,Mısır ise bu desteği sert bir dille eleştirdi ve Türkiye’yi içişlerine müdahaleyle suçladı.Bu süreçte iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için çeşitli girişimlerde bulunulsa da başarılı olunamadı ve gerilim uzun bir süre devam etti.
 

 

Günümüz (2014-…)

2015 yılında Mısır, Rus uçağını düşürdü ve Türkiye’nin Rusya ile gerginliğe girmesine neden oldu.Mısır,Rusya’nın yanında yer alarak Türkiye’yi terörizmi desteklemekle suçladı.2017 yılında Katar ile Suudi Arabistan,Birleşik Arap Emirlikleri,Bahreyn ve Mısır arasında yaşanan krizde Türkiye,Katar’ı destekledi ve askeri üs kurdu.Mısır,Katar’ı terörizmi finanse etmekle suçladı ve Türkiye’yi bölgede istikrarsızlık çıkarmakla eleştirdi.2019 yılında Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji kaynakları rekabetinde Türkiye,Libya ile deniz yetki alanları anlaşması imzaladı ve sondaj faaliyetlerine başladı.Mısır,Yunanistan,Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail ile Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu kurdu ve Türkiye’nin faaliyetlerini yasadışı ilan etti. 2020 yılında iki ülke arasında istihbarat ve diplomatik temaslar başladı ve 2022 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Sisi Katar’da ilk kez bir araya geldi.2023 yılında Dışişleri Bakanları karşılıklı ziyaretler gerçekleştirdi ve büyükelçiler ataması yapıldı.İlişkilerde ticari,siyasi ve kültürel iş birliği alanları geliştirilmeye çalışılmaktadır.

 

Ticari İlişkileri

2000’li yılların başından beri altın çağını yaşayan Mısır-Türkiye ticari ilişkileri,bölgesel ve siyasi dalgalanmalara rağmen istikrarlı bir şekilde ilerlemektedir.Türkiye,Mısır’ın 4. büyük ticaret ortağı konumundadır.İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2022 yılında 5 milyar $ seviyesine ulaşmıştır.Türkiye’nin Mısır’a ihraç ettiği ürünler arasında demir-çelik,tekstil,kimyasal ürünler ve makine ekipmanları yer almaktadır.Mısır’dan Türkiye’ye ithal edilen ürünler arasında ise doğal gaz,hammaddeler ve tarım ürünleri bulunmaktadır.2021 yılında atılan karşılıklı adımların etkisiyle iki ülke arasındaki ticaret hacminde önemli bir artış gözlemlenmiştir.2022 yılında ihracat,2020 yılına göre yaklaşık 7 artarak 4 milyar 54 milyon $ yükselmiştir.2023 yılında karşılıklı büyükelçi atamaları ve Cumhurbaşkanları düzeyinde gerçekleşen görüşmeler, ticari ilişkilerin daha da gelişmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.Mısır’ın Afrika kıtasına giriş noktası olması,Türk firmaları için önemli bir fırsat sunmaktadır.İki ülke arasındaki yatırımların artması,ticari ilişkilerin daha da gelişmesine katkıda bulunacaktır.Turizm, tarım ve enerji gibi sektörlerde ortak yatırımlar,iş birliğinin derinleşmesine yardımcı olacaktır.

 

Diplomatik İlişkileri

İlk olarak 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti Mısır ile diplomatik ilişkiler kurmaya başlamış ve bunun sonucunda 1948 yılında Kahire’de büyükelçilik düzeyinde temsil edilmeye başlanmıştır.Mısır’da sosyalist rejimin kurulmasından sonra Türkiye diplomatik ilişkilerini 1961-1963 yılları arası askıya almıştır.1963 yılında ilişkiler tekrar başlamıştır.Soğuk Savaş dönemi,Ortadoğu barış süreci,2011 Tahrir Devrimi, 2013 askeri darbe ve sonrasında yaşanan gelişmeler gibi çeşitli etkenlerden etkilenmiştir.2020 yılından itibaren iki ülke arasında normalleşme girişimleri başlamış ve 2022 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Sisi arasında ilk görüşme gerçekleşmiştir.2023 yılında ise iki ülke arasında büyükelçiler ataması yapılmış ve diplomatik ilişkiler yeniden canlandırılmıştır.

Kültürel İlişkileri

 

Türkiye ve Mısır Osmanlı döneminden kalan çok sayıda tarihi ve kültürel esere ev sahipliği yapıyor.Kahire’de Sinan Paşa Mescidi,İskenderiye’de Çorbacı Mescidi,Nasr Şehri’nde Türk şehitliği gibi eserler iki ülke arasındaki ortak mirasın örneklerindendir.Türkiye ve Mısır kültürel alanda da iş birliği içinde bulunuyor.Yunus Emre Enstitüsü,Kahire’deki temsilciliği aracılığıyla Türkçe kursları,kültür etkinlikleri,akademik çalışmalar gibi faaliyetler yürütüyor.Mısır’da Türkçe kurslarına olan ilgi her geçen yıl artıyor.Türkiye ve Mısır,ayrıca edebiyat,sanat,eğitim ve din gibi alanlarda da ortak değerlere sahip.İki ülke arasında Farsça,Türkçe ve Arapça eserler yazılmış,çok sayıda Mısırlı ünlü İstanbul’u ziyaret etmiş,Türk ve Mısırlı akademisyenler ortak çalışmalar yapmıştır.

—KAYNAKÇA—

Wikipedia

SETA

Siyaset Dergisi

Türksam

Kriter Dergi

ORDAF

Onedio

Fikir Turu

Euronews

Medyascope

ORSAM

Middle East Eye

Financial Times

Atlantic Council

Bloomberg

Foundation for Defense of Democracies

ISPI

OEC World

Military Africa

Politics Today

 

 

 

Umut Bagdadioglu
Araştırmacı Blog Yazarı Umut Bağdadioğlu Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi-Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi www.umutbagdadioglu.blogspot.com
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Benim Endişem: Gelecek Kaygısı
Sonraki
Unlocking Natural Beauty: Afro Hair Transplant Insights

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.