Ben senin karanfilinim… (dim)
Bir yıl geçti hala karanfilin miyim bilmiyorum. Karanfilin olmak istiyor muyum onu da bilmiyorum. Zaman geçiyor ve aklımda senden kalan anılara sıkı sıkı tutunmaktan başka bir şey yapamıyorum ama o anılar o kadar dikenli ki tuttukça kanıyorum canım yanıyor bırakmak istiyorum.
Canımın yanmasından nefret ederim. Sen bunu çok iyi bilirsin. Yoksa o yüzden mi bu kadar yaktın canımı. Bile bile tüm yaralarıma defalarca kez bıçak soktun. Ne seninle ne de sensiz demiştin. Sahiden öyle miydi yoksa onu da beni avutmak için mi söylemiştin. KİMBİLİR
Senden sonra ben tüm hayatımda yalanla doğruyu karıştırdım. Bu da senin bende bıraktığın izlerden sadece birisi kimseye güvenememek inanamamak… ama sen gelip yine bana ben senin hala karanfilinim desen, ben yine inanırdım sana. Onca şeye rağmen bırakıp gitmelerine, hakaretlerine, yalanlarına, zayıf anlarımdan vurmalarına ağlatmalarına, sağlığımdan etmelerine rağmen evet gelirdim koşa koşa sana.
Ordan bakınca ne kadar da zavallıca duruyor değil mi? Benim tarafımdan bakılınca zavallıca olmadığını asla anlayamayacaksın büyük ihtimalle çünkü sen beni hiç sevmedin. Sen sevmeyle sevişmeyi karıştırdın. Tıpkı benim aşkla acıyı karıştırmam gibi.
Aslında biliyor musun ikimiz de birbirimizden beteriz. Birimiz sevmekten korkmayacak kadar aptalız birimiz de sevmekten kaçacak kadar korkağız. Biz seninle ruh aleviyiz…
Birbirimize bir an dokunduk sadece. Ruhlarımız gördü birbirini. O küçücük anlarda birbirine bir noktada teğet geçen doğrular gibiydik; değdik kıvılcım çıkardık ve sonsuza dek uzaklaştık birbirimizden. Ben hep daha da yakınlaşmak istedim sana yaklaşamayacağımı bile bile. Akışa karşı çıktım çok uzun bir süre. Kabul etmedim bittiğini sürmeyeceğini. Sen nasıl bu kadar kolay kabul ettin?
Hala şaşırıyorum. Bir yanım hala duygusuz olmadığını sadece geçmişte çok kırıldığına inanıyor ki seni ilk gördüğüm gün bunu gördüm ben senin gözlerinde. Bir yanım ise aptal bi romantik olduğumu ve artık senin o yanını görüp yanında olmaya devam etmek için çok yorgun olduğumu düşünüyor.
Bir daha asla seninle hissettiğim o duyguları hissedemeyeceğim. Benim tüm cesaretimi içimden söküp aldın sen. Bunu başardın pes ettirdin beni. Ben sevmek için doğmuş o kişiydim. Bir çiçeği bile 10 saniyede sevebilirdim. Artık o çiçeği bile sevmeye takadim yok. Ne kadar da ironik ben bu yaşımda kaybettim tüm saf ve temiz duygularımı. Oysa ki seninle beraber o duyguları avucumuza alıp koruruz sanmıştım yanılmışım. İlk defa yanılmak bu kadar yaktı canımı. Senin için her şeyi herkesi elimin tersiyle itmiştim. hata yapmışım. İlk defa bir hatama bu kadar sinirlendim.
Tüm bunlara rağmen çıkaramam o tokayı bileğimden, alıkoyamam kendimi senin doğum gününü kutlamaktan, o şiiri okumaktan, karanfil olmaktan vazgeçemem. Üç beş ay önce de dediğim gibi sen sarmaşıksın ve ben nefessizlikten ölene kadar bırakmayacaksın peşimi. Sonra da hayatında ilk defa bana olan sözünü tutup karanfil bırakacaksın mezarıma. Bırakacaksın değil mi ? onu da unutmazsın umarım…