ON DOKUZ EKİM TARİHİ

Fotoğraf sahibi: cottonbro studio (@cottonbro studio on Pexels)

Bugün yine senin doğumgünün ve dördüncü kez sana “iyi ki doğdun Can” diyemiyoruz.   Facebook yaşının 62 olacağını söylüyor olsa da sen hep elli sekizinde kalmış olacaksın.  Altmışlı yaşlarda nasıl olduğunu göremeden gittin bu dünyadan biricik aşkım, canım eşim, sevdiğim.

                Kelimeleri seninle dans ettirecektik. Bir yazı başladın ama onu da sonlandıramadan bıraktın.  Ardında bıraktığın CD ve disketlerden, yazdığın yazılardan alıntılar yaptım kitaplarıma.

                Gidişinin ardından sana dört kitap yazdım ama hiç mektup yazmadım Can. Can’ım Adamım. Can’ım.  Doyamadığım, özlediğim.

                Adını söylemek istemediğin o kötü hastalığa peşpeşe yakalanmış ve senin önceden bu dünyayı terk etmiş olman içimi çok acıttı. Yıllarca “Neden?” dedim. “Neden ikimiz de aynı zamanda kanser olduk? Neden ben kurtuldum da o yenik düştü?” dedim. 

                Sonradan anladım ki, sen bana hayatın anlamını ve ruhun yolculuğunu anlatmak için hayatıma girmiş bir melektin. Kelebek gibi dokundun yaşantıma.  Kapalı olduğunu anlamadığım gözlerim ve zihnim yepyeni düşünce ve bilgilere açıldı senin yaşadıklarınla ve yaşattıklarınla.  Hayatımı boş ve ezbere yaşayıp da bu dünyadan, herkes gibi sıradan bir şekilde geçip gitmemem için bana önderlik yaptın. Bu arada çok acı çektin ama isyan etmedin. Olgun ve sabırlı hallerinle de bana örnek oldun birtanem.  Yaşadıklarını ve öğrettiklerini senin adını taşıyan dört kitapla ‘Can’lı kitaplar serisi’ diye adlandırarak yazdım. Senin ve hastalıklarımızın bana öğrettiği her şeyi anlattım.

                Ey bilge ruh. Can! Herkesin şu fani bedende taşıdığı halde içine bakıp da anlayamadığı canlar!  Can vermeden önce uyanmanız için size de Mevlana’nın şu sözünü yazmak istiyorum.

 ‘ Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan.  Sen erken davran. Ölmeden önce uyan!’

 Hayatında yaşadığın acılar, kazalar, aldanmalar senin hayat hikayendi. Bunlar değil belki ama senin tüm yaşadıklarına karşın gösterdiğin sabır, ders alınması gereken nitelikte.  Ben de sabretmeyi seninle öğrendim. Sende gördüğüm güzel davranışları örnek alıyor ve uygulamaya çalışıyorum birtanem.

 

                Her ruh bu dünyada sınavdan geçiyor. Önemli olan ruhumuzun yaratanın güzel özelliklerine sahip özellikleri çokça içinde barındırması. Affetmek, merhamet ve sevgi.  Sen sana zarar verene bile kızmadın.  İsyan etmedin. Bana örnek olan bir sanatçı, bilge bir ruh, aydın zihinli, çağdaş bir erkektin. 

İyi ki doğmuş ve iyi ki hayatıma girmişsin. 

                Eminim şimdi güzel ruhunun götürdüğü, harika boyutlardasındır. Biz de hayat denen bu uykudan uyandığımızda yeniden birbirimize kavuşacağız. Bu dünyada sadece dört yılı birlikte paylaşmış olsak da, bana öğrettiklerin kırk yıllık öğreti niteliğinde.  Beni büyütüp, akıllandırdığın için teşekkürler Can’ım adamım.

                Ben senden hiçbir zaman ev, araba, ziynet eşyası ya da para istemedim.  Yine de sen sahip olduğun her şeyi benimle paylaştın ama öğrettiklerin ve yaşattığın sevgi, tüm verdiklerinden daha kıymetliydi.  İyi ki var oldun bu dünyada ve iyi ki yollarımız kesişti. Seni seviyorum canım adamım.

 

Dans Eden Kelimeler
Bale Sanatçısı, yönetmen Kağan Can Odabaşı ile eşi Editör, kitap yazarı Ayşegül Toker Odabaşı olarak yaşadıklarımızı, yaşam denen sahnede karşımıza çıkanları sizlerle paylaşmak istiyoruz.(Böyle diyerek başladık ama maalesef ben Ayşegül, tek başıma sürdürmek zorundayım. Eşim artık bu boyutta değil.)
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Akıl Üzerine Bir Yazı
Sonraki
HİÇBİR ŞEY SENDEN DAHA ÖNEMLİ DEĞİL

HİÇBİR ŞEY SENDEN DAHA ÖNEMLİ DEĞİL

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.