Hayatı yaşanılır kılmanın tek yolu bir şeye inanmak ya da kendini kandırmak. Bulabildiğim tek yol bu. Dışardan istediği kadar saçma gözükebilir. İnanın, hiç farketmezdi. Kendine değer vermenin ve sevmenin ilk basamağı amacını sevmekmiş. Etrafıma baktığımda fikrine aşık olmayan insanların hayattan zevk alma ihtimalleri o derece azalıyor. Buna müthiş örnek sensin.
İnsanlar öyle sansa da müthiş esneklikte bir kalbim yok ya da ona duygularım diyelim. O yüzden her zaman ders çıkarmaya çalışırım. Özellikle dini ve milli boyuttaki fikirler hayattan zevk alma hazzını artırıyor. Hangisinin rüzgarına kapılırsanız kapılın, arka bahçenize aynı yağmur yağıyor. Birileri ile vakit geçirme dürtülerim ve isteklerim giderek azalıyor. Artık tek yapabildiğim saygı duymak ve bunu vücudumun ihanet etmesine rağmen sözlerimle tasdik etmek. Fakat içten içe biliyorum ki, farklı fikir ve türevlerini sevemiyor, sevemiyor, sevemiyorum; hatta tiksiniyorum. Dakikalarca süren mide bulantısına engel olamıyorum. Sadece fikirleri bile değil, beğenilere ve zevklere dönüşenlerini de. Deliye vurmak da yetmiyor. Herkes benden daha deli olduğu için. Hemen ordan uzaklaşmak istiyorum. Ben bu duruma kutulaşma diyorum. Kutuplaşma mı demek istedim yoksa. Hayır. Kutulaşma. Belli bir doyuma ulaşan zihnin bir kutuya dönüşüp, daha fazlasını aldığında sağını solunu bantladığınız bir kutudan bahsediyorum. O yüzden var git yoluna yabancı. Tebrik ediyorum seni de. Ama unutmuyorum hala yerini bulamamışları da. Onlara da selam olsun. Artık poponun üstüne oturma vaktin gelmedi mi? Kendime mi diyorum. Evet. Hayatımın gizli öznesi yine benim. Hayatımın safarisinde attığım taş ürküttüğüm insanlara değmedi. Dualarıma hep görüldü atan Tanrı, ihtimalleri gerçeklere çevirmedi. Şimdi ise evimin mutfağında oturmuş Tanrının sıra sende demesini bekliyorum. Zamanında diğerlerinden beni ayırmak için işaretlediğini söylemiştim. Bir ameliyatla. Bütün o ulaşılamaz tavırlarıyla, kullandığı mecazlarla ve yazdırdığı kitaplarla hatta kendini hatırlatmak için ibadethanelerde ismini duyurmasıyla o kutsal varlık bunları yapıyor da ben bir iki kelam ettim diye mi bunlar. Ben de hatırlanmak istedim diye mi üzerime gelmeniz. Ben de söz verdiğim gibi bir kitap yazdım. Kendi adımı zikretsin diye bir de sevgili yaptım. Henüz kendimi bile affedememişken onun günahlarına da listeme ekledim. Bir de not düştüm. Affedilmek üzere, gerçeğine.Saygılarımla.