Halford J. Mackinder tarafından ele alınan Kara Hâkimiyet Teorisi, “The Geographical Pivot of History” ve “Democratic Ideals and Reality” eserlerinde tasvir edilmiştir.
Mackinder’a göre dünya, etrafı denizlerle kaplı bir kıtadır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları bir bütünlük arzeder. Kalan toprak parçaları bu “Dünya Adasının” uydularıdır. Bu büyük toprak parçasının “heartland” olarak nitelendirdiği kalbi ise buzlarla kaplı olan Sibirya’dan başlayıp, Doğu Avrupa’yı da içine alan, İran’a kadarki bölgedir. “Heartland”in merkezi olan Doğu Avrupa ise “Dünya Adasının” en önemli yeridir. Mackinder’in sistemine göre merkez bölge olan Doğu Avrupa’ya hakim olan dünyaya hakim olur.
Mackinder’in kurgusuna göre dünyanın en önemli bölgesi olan Doğu Avrupa’yı kontrol altına alan iki kuşak vardır. Bu iki kuşakta alınacak önlemlerle merkez bölge olan Doğu Avrupa’daki gücün diğer bölgelere ulaşması engellenecektir. Bu bölgeler: Türkiye, Pakistan, İran, Hindistan, Almanya ve Çin’i de kapsayan “Rimland” (İç Hilal) ve İngiltere, ABD, Kuzey Afrika ve Kanada’yı kapsayan “Dış Hilal”dir.
Dünyadaki devletleri karacı ve denizci olarak ikiye ayıran Mackinder, Doğu Avrupa’ya hakim olan karacı devletin zamanla diğer bölgelere de hakim olmasıyla insan ve maddi kaynak olarak çok fazla zenginleşeceğini, genişledikçe deniz gücünü de artırabileceğini, dolayısıyla denizlere de hakim olabileceğini belirtmiştir.
Mackinder’in Kara Hâkimiyet Teorisini günümüz dünyası için yorumlayacak olursak, “heartland” bölgesinde hakim güç olan Rusya’nın, sıcak denizlere açılmak için uygulamış olduğu politikalar, “rimland” ülkeleri için bir tehdit oluşturmaktadır. Son yıllarda Ukrayna işgali ile sıcak denizlerde etkisini artırmak istemiş, bu bağlamda Kırım’ı ilhak etmiştir. Ortadoğu’da yürütmüş olduğu politikalar ile “rimland” üzerindeki baskısını gün geçtikçe artırdığı görülmektedir.
Mackinder’in de belirttiği gibi “heartland” bölgesine hâkim olan Rusya, zengin doğal gaz ve petrol rezervlerini elinde tutmaktadır. Uyguladığı politikalar, askeri bir müdahale ile kontrolden ziyade “rimland” bölgelerindeki ülkeler ile sosyo-ekonomik ilişkiler bağlamında geliştirilmiş politikalar içermektedir. Soğuk savaş yıllarından sonra küresel gücü ABD’nin tekeline bırakan Rusya, son dönemlerde, özellikle “rimland” bölgesi üzerinde uygulamış olduğu politikalar ile iç hilale doğru genişlemeye çalışmaktadır.