Kuran’da anlatılan İslam’a karşı delil getirme çabasında olan mezhepçi olanlar “Allah’a ve Resulüne itaat edin” şeklindeki ayetleri gösterip, “Kuran’da, Allah’a ve Resulüne uymamız söyleniyor, Kuran’a uymak Allah’a uymaktır, hadislere uymak Nebimiz Muhammed’e uymaktır” demektedirler. Ayetlerdeki Allah’a ve elçiye itaat ifadeleri rivayet dinini savunanlar tarafından saptırılmakta ve sanki elçiye itaat edilmesinin sebebi Allah’tan almış olduğu vahiy değil de, vahiy dışında koyduğu hükümlermiş gibi Allah ile elçisinin arası ayrılmaktadır. Adeta dinimizin iki tane kurucusu varmış gibi, Nebimiz Muhammed’i Allah’ın gönderdiği dinin bir ileticisi olarak görmek yerine dindeki hükümleri oluşturan biri olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Üstelikte bu durumu Nebimiz Muhammed’e saygı, aksi durumu Nebimiz Muhammed’e karşı gelmek olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Söz konusu ayetlerden bazıları şöyledir:
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse ve Allah’tan korkup O’ndan sakınırsa, işte ’kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır. (Nur Suresi, 52)
De ki: “Allah’a itaat edin, Resûl’e itaat edin. Eğer yine yüz çevirirseniz, artık Onun sorumluluğu kendisine yüklenen, sizin sorumluluğunuz da size yüklenendir. Eğer Ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz… (Nur Suresi, 54)
Allah’a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (Ali İmran Suresi, 132)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar… (Araf suresi, 157)
ALLAH’A İTAAT = KURAN’A İTAAT = ELÇİYE İTAAT
İtaat ve boyun eğmenin yöneleceği tek otorite Allah’tır. Resule uymak, onun yaymaya çalıştığı mesaja, yani Kuran’a uymaktır. Bu yüzden Allah, Nisa suresinde şöyle demektedir:
Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur… (Nisa Suresi, 80)
Konu ile ilgili ayetler gösteriyor ki elçiye itaat etmek onun kişisel görüşlerine itaat etmek değildir. Elçiye itaat, ona elçiliğinin gereği olarak indirilen ilahi mesaja itaat etmektir. Bu yüzden Allah ve elçisi iki ayrı kaynak değildir. Allah’a ve elçisine itaat, tek bir kaynağa, yani Allah’ın indirdiği Kitap’a uymakla mümkün olur.
Biz Nebimiz Muhammed’e niye uyarız? Çünkü o, Allah’ın elçisidir. Yani Allah’ın mesajını alıp da getiren kişidir. Elçi mesajının sahibi değil, ileticisidir. O Allah’ın gönderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah’a, hem de o mesajı getiren elçiye uyulmuş olur. Aynı zamanda mesajın kendisine yani Kuran’a uyulduğunu söylersek, bu da doğru olur. Nebimiz Muhammed’e “elçi” denmesi, kendisinin olmayan mesajı taşıması sebebiyledir. Yani Allah, “resul” kelimesiyle; Nebimiz Muhammed’in, kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlara, elçiyi devreden çıkartıp Allah’a varmanız mümkün değildir, dersini vermektedir. “Ben elçiyi dikkate almam, bir tek Allah’a inanırım” diyen samimiyetsiz yaklaşımlar reddedilmektedir. İtaat edilmesi emredilen kişi olan elçi, kendisi namına değil, göndericisi yani Allah namına konuşmaktadır. Böylece “Elçiye itaat, Allah’a itaattir” mantığı, Kuran’ın ayetleriyle verilmektedir. Allah’ın elçi yollaması, bizimle irtibat kurmak için seçtiği yoldur. Elçi, mesajı insanlara ileteceği, Allah’a davet edeceği ve Allah’ın dininin tohumunun ilk ekildiği dönemdeki organizasyonları gerçekleştireceği için elçiye itaat onu gönderen Allah’a itaat olacaktır.
İnsanlar, Allah’ın mesajı Kuran’ı, Nebimiz Muhammed’in ağzından duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmemiştir. Nebimiz Muhammed’in getirdiği mesaja uymayan birçok insan “Bu insan sözüdür” veya “Biz bir insana mı uyacağız” şeklinde Nebimiz Muhammed’e karşı çıkmışlardır. Oysa Allah “Allah’a ve elçisine itaat edin” ayetleriyle; Nebimiz Muhammed’e, elçiliği yüzünden, o mesajın gerçek sahibi Allah olması yüzünden uyulacağını ifade etmektedir. Yani Allah, “Allah ve elçisine itaat edin” ayetleriyle, gerçek anlamda uyulanın bir tek Allah olduğunu göstermektedir. Yoksa, “Allah Kuran ile hükümler koydu, Nebimiz Muhammed hadislerle ilave hükümler getirdi, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır” şeklinde ayetleri açıklamak, dinimizi, Allah ve Nebimiz Muhammed ortak yapımına çevirmek olur. Mezhepçi bir din anlayışını benimseyenlerin bu hatasını, birçok eserde görebiliriz. Oysa Kuran’da Allah dışında hüküm koyucu aranmaması söylenir:
Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size kitabı açıklanmış olarak indirmiştir… (En’am Suresi, 114)
Kuran’ı tek kaynak kabul edip diğer tüm kaynakların dindeki otoritesini reddetmek, din adına tek otoriteyi Kuran’a (Allah’ın mesajına) vermek; hem mesajın sahibi Allah’a, hem mesajı getiren elçiye itaat etmek demektir. Allah’a itaati, Kuran’a itaati ve elçiye itaati ayırıp adeta din adına ayrı ayrı otoriteler varmış gibi gösterenlerin mesajın sahibini, mesajın kendisini ve mesajı getirip duyuran elçiyi birbirlerinden ayırmaları büyük hatadır. Mesajın sahibi Allah’la görüşemeyeceğimiz ve mesajı getiren elçi vefat ettiği için bize kalan mesajın kendisi olan Kuran’dır. Mesajı uygulamamız, mesajla yetinmemiz ve mesaja güvenmemiz sorunların çözümündeki tek reçetedir
KURAN’DA “ELÇİYE İTAAT EDİN” AYETLERİ NEYİ KAST EDİYOR?
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum