Son zamanlarda aklımı kurcalayan bir fikrim var. Yazdığım tüm metinleri kitaplaştırabilirim diye düşünüyorum. Kitabın adını da Nabizade Nazım’ın yaptığına benzer şekilde “Heves Ettim” koyarım. Montaigne, Nurullah Ataç, İskender Pala gibi bir deneme külliyatı ortaya çıkarırım, kim bilir? İnsanın yakıtı umutlarıdır. Umutlardan bolca bulabileceğimiz yerler ise gerçeklerden beslenen hayallerdir-Hayaller aslında hepsi gerçeklerden beslenir. Gerçekler hayallerin sınırını belirler. Gerçekler hayallerimizin besinleridir. Onlar sayesinde büyür, gelişir serpilir yahut yok olurlar. Daha önce de tekrar ettiğime benzer bir biçimde yeniden ifade etmek istiyorum bir sözü: Hayallerimizin sınırını bir bakıma gerçekler çizer. Bu söyleme biraz açıklık getirelim: Bir şey, bir varlık hayal edecek olsanız mutlaka bizim dünyamızdan yola çıkmanız gerekir. Uçağın esin kaynağı kuşlardır, denizaltılarınki balıklar maalesef insanlar aslında yoktan, hiçlikten bir şey yaratmış değildir. Bizimkisi aslında bir yaratma eylemi değil bir yeniden üretme eylemidir. Dolayısıyla buna yaratıcılık ismini vermek yerine yeniden üretim ismini vermek daha doğru bir karar olacaktır. Zira ortada bir hammadde var biz sadece ham maddeyi şekillendirip başka bir boyut kazandırırız. Onun özü aslında hep aynı hammaddedir.
Yaratıcılık nedir? Bizim deyimimizle yeniden üretim nedir? Konusuna biraz daha açıklık getirmek icap ediyor. Bu soruyu cevaplamadan önce Mehmet Emin Ceylan’ın şu sözünü yapı taşımız olarak alalım: “Yaratıcılık kuşatımamışlıktan doğar.” Bu söz söyleyeceklerimi bina edecektir. Evvela yaratıcılık için yoksunluk ve onun doğurduğu inanılmaz açlık gerekir. Zira aç olan insan arayış içindedir. Elindeki imkanlar, maddeler dahilinde bir şey vücuda getirmek için çırpınıp durur. İnsan ihtiyacı olan veya ihtiyacı olduğunu düşündüğü şeyin temini için çalışır. Her ihtiyacı karşılanan bir birey nasıl olur da yaratıcı olabilir? Cevher baskı altında mücevhere dönüşür. Hayati İnanç Beyefendi’nin deyimiyle: “İnci, sancı mahsulüdür.”kuşatılmamışlığın verdiği sancıyla insan yaratıcılık, “yeniden üretim” sürecine dahil olur.
RUŞEN NEVRES