Don Ritchie ile çay saati

Kaynak belirtilmedi

Selam Don,

Bugün The Gap’a gelen çok kişi olmamıştır umarım, yorgunsan senin bir çayını içmeden işimi halledip gideyim. Gerçi bilirim sen yorgun olsan da bana o çayı içirip, işimi halledemeden döndüreceksin beni buradan, diğerlerine yaptığın gibi.

Bu falez Don, sadece turistlerin ilgisini çekemeyecek kadar yukarıda. Bira mı çay mı diye sorma bana, boğazıma kadar doluyum cümlelerle inan, içemem. Konuşmak istersen konuş, anlatmak istersen anlat. Seni dinlerim ama anlar mıyım bilmiyorum. Öğüt vermeyecek misin Don? Hayatı nasıl yaşanılabilir kılacağıma dair bir tavsiyende mi yok? Kınayacaksın o zaman beni? Genceciksin çocuk, git hayatını yaşa derdin ne senin diye azarlamayacak mısın?

Bir dakika, nasıl yani? Çayı kaç şekerli mi içerim? Don, sen iyi misin?

Pekâlâ. Şekersiz.

Hayatımında pek tadı tuzu kalmadı zaten.

Üzgünüm Donald, yorgun görünüyorsun. İzin ver halledip gideyim işimi. Doğduğumdan beri bunun eğitimini aldım. Nasıl yapılacağını biliyorum. Ayaklarım yere basıyor benim Don. Kendi ayaklarını yere basınca daha az acıyor. Yürümeye başladığında bir şeyler kopuyor senden. Geriye dönüp bakınca canın yine yanıyor ama insan yürümeye devam ediyor. Korkma iyiyim Don, daha iyi olacağım.

Geride kalanların beni unuttuğunu gördüm, evet. Öyle güzel unutmuşlar ki beni Don, hatırlatmaya kıyamadım. Daha falezden bırakmadan kendimi, boğuluyorum. Yine boğuluyorum. Kulaçlarım yetişmeyecek, yetişeceği yer mi var sanki?

Ben öleceğimi bilerek yaşadım. Katilimin yüzünü her gün aynada gördüm. Kendi katilim olacağımı bilerek yaşadım. Ama hayır. Beni buraya getiren ayaklar bana ait olsa da, adımlar bana ait diye katil ben mi sayılırım Don? Sanmıyorum.

Büyüdüm. Yaş olarak değil. Canımı yakan kimseye sarılmak istemiyorum. Kimseyi affetmiyorum. Kendimi mi? Bilmiyorum. Kendime karşı ne hissediyorum? Kızgınım sanırım. ‘Güçlü görünmek zorundasın.’ dedim hep kendime. Hataların en büyüğünü yapmışım da, farkında olmamışım. Çocukluğum kurtulamadı. Çocukluğumu kurtaramadım. Kimse çocukluğumu kurtarmaya çabalamadı. Kabuslarımda o minik çocuk çoktan bisikletiyle falezden aşağıya yuvarlandı. Ölmüş bir çocuk büyür mü Don? Ben büyüdüm.

Hobilerim mi? Don ben ölümden bahsederken bana hobilerimi mi soracaksın gerçekten?

Yazıp çizer şarkı söylerim ben. Yani yazardım, çizerdim, şarkı söylerdim. Tabi geçmiş zaman ekiyle Don, öldüm dedim ya sana? Atladığımı görmediğinden inanmıyorsun bana biliyorum. İzin ver öldüğüme inandırayım seni. Çok konuştuk Don. Rüzgarın getirdiği fısıltıyı duymuyor musun? Falez beni çağırıyor bırak da gideyim alınacak yoksa bana.

Tamam Donald tamam. Şimdi gidiyorum ama bil vazgeçmedim hala. Bir daha böyle yapma ama.

Ne yapmayacağımı biliyorum ben, ne yapacağımı da.

Bir sonraki gelişimde söyleyeceğim sana.

Elveda Don, Elveda.


-Baldıran.
 

Lalena
Anlatınca anlamadılar, bende yazdım yine anlamıyorlar 🧷🦊;
Önceki
Atatürkçülük Nedir ?
Sonraki
Aşk Hakkında Uzun Uzun; Mantık İlişkisi / Sevmeden İlişki Yürür mü / Belirsizlik Nelere Kapı Açar / Fedakarlık Meselesi / Konfor Alanı

Aşk Hakkında Uzun Uzun; Mantık İlişkisi / Sevmeden İlişki Yürür mü / Belirsizlik Nelere Kapı Açar / Fedakarlık Meselesi / Konfor Alanı

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.