SEBEBİ BİR TUHAF:
Yoğun bir emeğin sarf edileceği yola, çıkmadan hemen öncesinde, yakın bir dostunla veya ailenle bu düşünceni konuşurken gelen “Yapma, saçmalama, olmayacak” tiratları arasında, inancının adım adım kırılmasını seyrettiğin günlerin olmuştur muhakkak.
Olumsuza yönelik serzenişlerin sebebi de aslında bir tuhaf, insanlar nedense geçmişe nazaran daha bir üşengeç, daha bir tembel olmuşlar ki emek isteyen, gelecek vaat eden ne varsa ona karşı “Zahmetli” gözüyle bakıp, basit bir hayatta dengeyi sağlayan çarkın dişlilerinden birisi olmayı, macera aramaya tercih ediyorlar.
Bu konular konuşulur, herkesin her tutarlı kararına saygımız olur elbet, lakin karşınızdaki kişiyi vazgeçirmeye çalışmanız niye? Onu bir türlü anlamıyorum.
SENDEN DAHA AZİMLİYSE YANILGISI:
Planlarını size anlatan insan elbette sizden daha azimli, kendi benliğinde dönen fırtınalara karşı daha hırçın, hayatın zorluklarıyla daha mücadeleci, bazen de evet, daha hayalci olabilir, bu doğrultuda kendi hayatınızdaki durağanlık sizi rahatsız edebilir, umutsuz bir geleceğiniz olacağı düşüncesine itebilir ama yine de bu size, karşınızdaki insanın şevkini kırma hakkını bahşetmez.
Gidin ve onun tozpembe hayallerine destek olun her daim demiyorum, yalnızca heves kırma ve destek olma arasında ince bir çizgi var, onu tutturup biraz daha anlayışlı olabilirsiniz, inanın bana söylediğiniz en basit bir şey bile karşı tarafa eksi geri bildirim olarak dönüş yapıyor, bir gün sonra yapacaksa bir ay sonrasına erteliyor, bir ay sonra yapacaksa bir yıla, bir yılsa beş yıla ve akabinde sonsuza dek vazgeçebiliyor hayallerinden, pembeliğinden, içindeki çocuğun son fikirlerinden.
En başa dönmemiz gerekirse eğer, arkadaşlar arasında, ödül ve risk açısından farklı düşüncelerin oluşması, birisi daha aktif, atılgan, istekliyken diğeri günlerinin büyük bir kısmını evde bir odada, bar sandalyesinde limoni kafayla geçiriyor olabilir, biri yalnızlığı ve düzenli ama ufak ufak çalışmayı tercih ederken bir diğeri daha gürültülü ve çoğul gruplarda kendini göstermeyi seçebilir.
İnsanları ayıran büyük bir farklarda keza çalışma esnasında sergiledikleri efor, görev bilinci, uyumluluk gibi emek alanında yer alan etkenlerdir.
Herkesten iyi bir takım oyuncusu olmasını bekleyemezsiniz, bazıları kendi kendinin harikasıdır, bazıları bir grubun alametifarikası, aslında düşündüğümüz zaman bir bakıma herkesten her şeyi aynı yapmasını beklemek kadar saçma bir düşünce olamaz. Hepimiz her zerremize kadar farklı ve özel yaratılıyorsak şayet, neden eylemlerimiz aynı olsun, olsa olsa benzer olur ki o da geçmişin farklı şekillerdeki tekerrürünün bir gerekçesidir, zira insan, geriye bakmadan ileriye gitmek istemez.
ATALIM OLUMSUZLUĞU HEM ONLARDAN HEM BİZDEN:
Hevese ithaf olan bir yazıyı daha evvel bir zamanda yazmıştım aslında, o yüzden tekrarlamak istemiyorum kendimi, ne yazık ki şartlar ve gördüklerim, dinlediklerim, gözlemlediklerim, bu konuyla ilgili daha çok konuşmam gerektiğini söylüyor bana.
O halde konuya şuradan girmek istiyorum…
Neden:
Değer verdiğimiz bir insanın hevesini neden kırıyoruz, bizi buna ne itiyor, örneğin okumak istediği bir bölüm, ilişki düşündüğü bir insan ya da başvurmak istediği bir işe dair düşüncelerini bizimle paylaşan dostumuzun hevesini, neden kursağımızda bırakmak istiyoruz, bunun en büyük cevabı aslında bizde, geçmişimizde. Bir zamanlar çok istedik birçok şeye aynı anda vakit ayırmayı, çok azımız bunu gerçekten de başardı, geride kalanlarsa yerinde saymadı belki ama hak ettikleri yere de gelemediler, e o halde her şey güzel giderken ya da her şeye eşit oranda vakit ayırırken, hayat enerjimiz ve motivasyonumuz yerindeyken ne oldu da biz hiçbir şeye koşamaz hale geldik?
Sevdiklerimizin heveslerini kıran bir eksi kutup sembolü olduk?
Çünkü bizim hevesimiz kırıkken, bir başkasının mutluluğuna ta en başından tanıklık etmek istemedik, değer verdiğimiz bir kalbin kırılma ihtimalini de bu yüzden göze alıp, onları da düşürmeyi seçtik.
Peki bu, nasıl bir düşünce, bir insan neden, negatiflik yapar?
NEGATİFLİK:
Artı ve eksi kutupları iyi dengelersek birbirlerine sonsuza dek bağlanacak, sıkı bir çekim gücünü elde ederiz, lise derslerinde bolca fizik konusu işlemişizdir büyük bir kısmımız, o yüzden pek şaşırmamak lazım, zıt kutupların birbirlerini cezbetmesine.
Yine de bazı zıt kutuplar vardır ki dünyanın tüm artılarını getirip gözlerinin önüne soksanız, yine çekilmez, yine bir arpa boyu yol almazlar onlar, eksiyle eksiyi bir arada görmeyi, tabiri caizse doğrudan ziyade yanlışı ilke edinmeyi seçer, kendilerinden olmayanları eleştirirler.
Ham negatiflik dediğimiz şey ise tam olarak bu kavrama karşılık gelir, içinde saf kötülüğü barındıran şeyler, genele negatif olarak lanse edilir.
Düşünceleri olumsuzluk ve “Hayır” algısını akla getirmeye yatkın olan saf negatif kesimden daha tehlikelisi var ise o da hangi kutupta olduğunu bilmeyen ağır potansiyel negatif kesimdir.
Bu kesimin bazı özellikleri;
- -Kendilerini savunurken karşı tarafı küçümserler
- -Düşüncelerinin yanlış olduğu yüzlerine tokat gibi çarpana dek en doğru onlardır
- -Bir başkasının yeşermekte olan hayalleri, hayatına yeni aldığı idealleri, onlar için bir ifade etmez, yakıp yıkmaktan çekinmezler
- -Aslında kalpleri çok temizdir, yalnızca yanlış bir çevrede dünyaya gelmişlerdir, gerekli farkındalık işlemleri sağlanırsa hayatları muazzam bir ivme yakalayabilir
- -Pek çok ortamda dışlandıklarını söyler durur, yine de insanlara karışmaktan geri durmazlar
- -Haksız oldukları anlarda susma kozunu kullanır, karşı tarafa kendilerini affettirmeyi bu şekilde denerler
Gördüğünüz üzere, arkadaşlık ilişkilerinde “Toksik” olarak adlandırabileceğimiz birtakım özelliklerden bazılarını bünyelerinde barındırırlar, hatta kalbi temiz negatifleri bir nevi toksik bireyler olarak düşünebiliriz, her ne kadar bize ve çevrelerine karşı irite edici davranışlar sergileseler de içten içe sempatik ve tatlı geldikleri anlar da azımsanamayacak kadar çoktur.
Yine de bu insanların hayatta daha ileri noktaya gitmemizi engelleyen birer kilit olduğunu unutmadan sürdürelim dostluğumuzu, aksi takdirde boşa giden ağır bir potansiyel olarak anılabiliriz kalan hayatımızda. Üzüm üzüme, baka baka demişler.
NEGATİFLİKTEN ARINMAK MÜMKÜN MÜ:
İnsan doğasında ölüm veyahut bedensel/zihinsel engeller olmadığı sürece değişim yalnızca başlamayı bekleyen bir süreçten ibarettir, düşünce yapısı ne kadar karanlık, negatif olursa olsun insan, bir kere istedikten ama gerçekten istedikten sonra muhakkak değişimini gerçekleştirebilir.
Hayatın her noktasında göze korkutucu gelen ama asla göründüğü kadar zor olmayan bir süreçtir değişim süreci, elbette emek ister, elbette kafayı değişimin istendiği tarafa çevirmemiz ve bir süre sabit tutmamız gerekir ve elbette sosyal hayatımızdan bir süreliğine fedakârlık ederiz sağlıklıca değişebilmek için fakat o değişim süreci öyle tatlı ve sürükleyici bir süreçtir ki insana kendini her gün yeniden doğuyor gibi hissettirir.
Bedensel açıdan değişim nasıl kuvvetli bir irade ve sıkı bir disiplin istiyorsa, zihin ve düşünce yapısını negatifliklerinden arındırmakta bir o kadar kuvvetli bir irade, sıkı bir disiplinin eseridir.
Değişimi gerçekleştirebilmek için mutlaka yapmanız gerekenler listesi:
- -Süreçten şikayetçi olmayın, beklemeyi, sabretmeyi bilin
- -İnancınız geçici keyiflerinizden üstün olsun
- -Kıl kuyrukluk ve dik başlılığı bir kenara bırakın, doğru kullanılmayan inat, size hiçbir şey kazandırmayacak.
- -Eleştirileri dikkate alın ama onlar sizi yolunuzdan döndürmesin, kendinizi görmeyi istediğiniz noktada görene kadar mücadeleye son vermeyin
- -Hayatınıza yoğun olarak müdahale etmeye, dolaylı yoldan sizin üzerinizden ikinci bir hayat var etmeye yeltenen insanları, hayatınızdan silin atın, çıkartın, kimseye muhtaç ve kimsesiz yaşayamaz değilsiniz.
- -Günlük yapabileceğiniz tatlı bir alışkanlık edinin ve o sizin imzanız niteliğinde olsun, örneğin bir bakkal belirleyin ve her gün bir şeyi -kek olur bisküvi olur sakız olur- yalnızca o bakkaldan alın, huylar ve ufak detaylar hayatta kendinizi daha özel hissetmenizi sağlayacaklar.
- -Bolca müzik
İnandıktan, yola çıkmanız için gerekli olan ilk adımı attıktan sonra bu maddeler uzar da gider, neticede insanın hayattan zevk almaya devam edebilmesi için hep bir ufak tefek güzellikleri yaşamına dahil etmesi gerekir ve bu denli güzellikler say say bitmez, ben yalnızca akla ilk gelenler içerisinde en faydalı olanları burada belirttim, bunlar dışındakileri de eklediğiniz güzel bir hayat çizelgesi, sizi çok daha üst bir noktaya çıkaracak, içinizdeki negatiflikten arınmanıza yarayacaktır.