Anlayınca Çok Şey Değişir: Nisa ve Maide Sureleri Meal Notları

Kaynak belirtilmedi

Recep ayı itibariyle başlayan “Üç Aylar”, İslam alemi için oldukça değerli bir zaman dilimidir. Bu süreçte kutsal kitap Kuran-ı Kerim’de yer alan bazı dikkat çekici ayetleri, “100BinDost” projesinden ilham alınarak isimlendirilen “Anlayınca Çok Şey Değişir” blog serisinde bulabilirsiniz.

 “O halde yaratanla yaratamayan bir olur mu? Siz düşünmez misiniz?” (Nahl, 17-19) mesajı dikkate alınarak ve ayetleri okuyup anlamaya gayret ederek, Ramazan ayının sonuna kadar kitabın tamamlanması hedeflenmektedir. Sure başlıklarına göre sınıflandırılarak paylaşılacak bu seri, bir çoğumuz için farkındalık kazandıracak niteliğe sahip olabilir. Bu yazıda, Kuran-ı Kerim’in dördüncü ve beşinci sureleri olan Nisa ve Maide surelerinin  ayetlerinden bazılarını bulabilirsiniz. Keyifli okumalar!

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

Nisa Suresi ✨

6. Ey yetimlerin velî ve vasîleri! Yetimleri nikâh çağına erişinceye kadar gözetin ve yoklayın/deneyin. Eğer onlarda kendilerini idare edebilecek bir olgunluk görürseniz, mallarını hemen kendilerine verin. Büyüyecekler de malları sizden alacaklar diye israf ederek ve tez elden onları çarçur ederek harcamayın. İhtiyacı olmayan velî utansın, yetim malına tenezzül etmesin. Kim de fakirse, malı muhafaza etmesi ve onu gözetmesinden dolayı örfe göre uygun ölçüde ve zaruret miktarı yesin. Mallarını onlara verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Tam hesap sorucu olarak Allah kâfîdir.

10. Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler; karınlarına ancak bir ateş yemiş doldurmuş olurlar. Onlar, Allah’ın dilediği kadar çılgın bir ateşe gireceklerdir.

17. Allah katında makbul tövbe ancak cahillikle bir kötülük bir günah işleyip de sonra hemen pişman olup tövbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah, bunların tövbesini kabul eder. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

26. Allah size helal ve haramı açıkça bildirmek, sizi, sizden önceki iyilerin yollarına iletmek ve tövbenizi kabul etmek ister. Allah hakkıyla bilendir, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.

28. Allah, sizden ağır teklifleri hafifletmek ister. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır.

31. Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin diğer kusurlarınızı örter ve sizi güzel/şerefli bir yere yerleştiririz.

32. Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri başkasında olup sizde olmayanı bir eziklik duyarak arzulamayın, erkeklere kendi kazandıklarından bir pay olduğu gibi, kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır. Çalışarak Allah’ın lütfundan isteyin. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

40. Şüphesiz Allah, zerre kadar haksızlık etmez. Zerre miktarı bir iyilik olursa, onu sevapça kat kat artırır ve kendi katından da büyük mükâfat verir. 

49. İnkâr ve isyanlarını, İslâm’a uymayan Müslümanlıklarını unutarak kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Halbuki ancak Allah dilediği kimseyi temize çıkarır. Onlar hurma çekirdeğinin incecik ipliği kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.

56. Âyetlerimizi inkâr edenler kabul etmeyenler var ya, hiç şüphesiz, onları ateşe atacağız, derileri piştikçe her defasında yeniden azabı tatmaları için onları başka taze derilerle değiştireceğiz. Şüphesiz ki Allah mutlak galip, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir. 

57. İman edip de sâlih ameller işleyenleri, içinde ebedî kalmak üzere, alt tarafından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada kendilerine tertemiz eşler vardır ve onları en koyu gölgeliklere koyacağız.

69. Kim Allah’a ve Resûl’e cân u gönülden itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebîler, sıddıklar, şehitler ve sâlihlerle beraber olacaklardır. İşte onlar ne güzel arkadaştırlar! 

78. Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; titizlikle korunan muhkem/sağlam kaleler içinde olsanız bile! Onlar bir iyiliğe ulaşırlarsa: “Bu Allah katındandır.” derler. Eğer onlara bir kötülük/yenilgi dokunursa: “Bu senden” derler. Resûlüm! De ki: “Hepsi Allah tarafından var edilmiştir.” Böyle iken bu topluluğa ne oluyor da, Allah’ın muradına ait hiçbir sözü anlamaz hâle geliyorlar?

80. Kim Peygamber’e itaat ederse, muhakkak Allah’a itaat etmiş olur. Kim de itaatten yüz çevirirse üzülme ( Muhammed), biz seni onların üzerine bir bekçi göndermedik.

81. Münâfıklar, gündüz senin huzurunda sözlerine itaatkâr gözüküp “baş üstüne” derler. Senin huzurundan çıktıkları zaman, onlardan bir grup geceleyin senin söylediğinin tersine plan kurarlar. Allah da, onların gece ne tasarlayıp kurduklarını bir bir kaydediyor. Onun için sen onlardan yüz çevir aldırma, işi Allah’a havale et, Allah’a güvenip dayan. Allah, vekil olarak sana yeter.

85. Her kim güzel bir işe aracılık ederse, ondan kendisine bir pay sevap vardır. Kim de kötü bir işe aracılık ederse, yine ondan kendisine bir pay vebal vardır. Allah her şeyin karşılığını vermeye kâdirdir.

86. Bir mü’min tarafından İslâmî bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selama karşılık verin veya en azından verilen selamın aynısı ile mukâbele edin. Allah her şeyin hesabını yapandır.

94. Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman mü’mini kâfirden ayırt etmek için her şeyi iyice araştırın. Size selam veren müslüman olduğunu söyleyen kimseye, dünya hayatının geçici menfaatini arayarak hemen: “Sen mü’min değilsin.” demeyin. Çünkü Allah katındaki ganimetler pek çoktur. Unutmayın ki önceden siz de böyle idiniz de Allah size imanı lütfetti. O halde iyice araştırın sen mü’min değilsin diye peşin hüküm vermeyin. Şüphesiz ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdar olandır.

100. Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidilecek/barınacak birçok yer ve her türlü genişlik bulur. Kim Allah ve Resûlü yolunda hicret ederek evinden çıkar da yolda ecel gelip kendisini yakalarsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

110. Kim bir kötülük yapar, yahut günah işleyerek kendisine yazık eder, sonra da Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur.

114. Onların haince kendi aralarındaki  fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadakayı veya bir iyiliği, ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenin gizli konuşması hariç. Kim de bunları Allah’ın rızasını isteyerek yaparsa  biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

122. İman edip de sâlih amel işleyenleri de içinde ebedî olarak kalacakları, alt tarafından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. İşte Allah’ın vaadi kesin bir gerçektir, Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?

132. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi sadece Allah’ındır. Güvenilecek vekil olarak Allah yeter.

140. Allah size, Kitabı’nda: “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bu sözü bırakıp başka bir söze dalıncaya kadar bu sırada onlara karşı gelemezseniz, bari onlarla beraber oturmayın. Böylece tepkinizi gösteriniz. Çünkü o zaman siz de onlara benzemiş olursunuz.” diye bu âyeti indirdi. Hiç şüphesiz Allah, münâfıkların ve inkârcıların hepsini cehennemde toplayacaktır.

142. Münâfıklar kalplerinde küfrü ve düşmanlığı gizleyip dilleriyle iman ettiklerini söyleyerek güya Allah’a hile yapmak isterler. Halbuki O, onların hilelerini başlarına geçirip cezalarını verendir. Onlar, namaza kalktıkları vakit üşene üşene kalkarlar özen göstermezler, insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı da ancak pek az zikrederler hatırlarlar.

144. Ey hakiki iman sahipleri! Mü’minleri bırakıp da küfre sapanları/inkârcıları/İslâm karşıtlarını velî, sırdaş ve başlarınıza idareci edinmeyin. Bunu yaparak Allah yanında aleyhinize olacak onlardan olduğunuzu gösterecek açık bir delil mi vermek istiyorsunuz?

147. Siz şükreder ve iman ederseniz Allah sizi ne diye azaba uğratsın! Allah şükredenlerin mükâfatını veren, her şeyi hakkıyla bilendir.

163. Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, Resûlüm! şüphesiz sana da vahyettik. Nitekim İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyüb’e, Yunus’a, Harun ve Süleyman’a da vahyetmiş, Davud’a da Zebur’u vermiştik.

165. Biz Resûlleri, rahmetle müjdeleyici ve azaba karşı uyarıcı olarak gönderdik ki bu resûllerden sonra insanların âhirette Allah’a karşı bizi imana çağıran olmadı diye hiçbir delil ve bahaneleri kalmasın. Allah mutlak galip, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.

171. Ey Ehl-i Kitab! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih ancak, Allah’ın Resûlü ve Meryem’e ulaştırdığı “ol” kelimesinin eseri ve Cebrail ile O’nun tarafından gönderilmiş bir ruhtur. Allah’a ve resûllerine inanın, “Allah üçtür.” demeyin, kendi faydanıza olarak buna son verin. Allah bir tek ilâhtır. O, çocuğu olmaktan tamamen uzaktır münezzehtir, O’nun şânı yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah kâfîdir.

173. İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince; Allah onlara mükâfatlarını eksiksiz verecek ve kendi lütfundan daha da artıracaktır. Kendisine kulluktan çekinenlere ve büyüklük taslayanlara ise acıklı bir azap ile azap edecektir. Onlar, kendilerine Allah’tan başka bir dost ve bir yardımcı bulamayacaklardır.

Holy Quran by Pinterest

Maide Suresi ✨

  • Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

8. Ey iman edenler! Allah için adaleti hakkı ayakta tutan hâkimler, adalet timsâli şahitler olun.[8] Bir kavme duyduğunuz kin sizi adaletten sapmaya sevk etmesin. Âdil davranın, takvâya daha yakın olan da budur. Allah’a karşı takvâlı olun (emirlerine uygun yaşayın). Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

9. Allah, iman edip sâlih amel işleyenlere, kendileri için mağfiret ve çok büyük bir mükâfat olduğunu vaadetti.

35. Ey iman edenler! Allah’ın emrine uygun yaşayın ve O’na araya aracılar koyarak değil, ibadet, Allah’ı çok anmak ve sâlih amellerle yaklaştırıcı ve rızasını kazandırıcı ‘sebep ve yollar arayın. O’nun yolunda malınızla, canınızla insanları kula kulluktan kurtarmak ve İslâm’ın hayatınıza hâkim olması için cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

40. Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı Allah’ındır. O dilediğine günaha karşılık azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah her şeye kâdirdir.

51. Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları velî, sırdaş, dost ve idareci)edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin yâr ve yardakçısı İslâm’ın da düşmanıdırlar. Kim onları ve aynı zihniyette olanları velî edinirse, o da onlardandır. Şüphesiz Allah böylece kendilerine ve müslümanlara zulmeden toplumu doğru yola eriştirmez.

52. Kalplerinde şüphe, nifak ve dünyevîlikten bir hastalık bulunanların: “Devir aleyhimize dönüp başımıza bir felaket/kötülük gelmesinden korkuyoruz.” diyerek dost olmak için o gayrimüslim ve küfre sapanların aralarında koşuştuklarını hatta onlara tâbi olmak ve dünyalık bir pay/mevki elde edebilmek için onlara velayet/başkanlık vermek istediklerini görürsün. Ama Allah, kendisine sığınan, onlarla uzlaşmayan ve onlara yapışmayan müslümanlara zafer nasip edecek veya kendi katından emrini takdirinin bir tezahürünü gerçekleştirecektir. O zaman o koşuşanlar, içlerinde gizledikleri korku veya umdukları dünyalık şeyler yüzünden pişman olacaklardır. 

53. Böylece kalbi hastalıklı olanların hali ortaya çıkınca mü’minler birbirine: “Sözde sizinle beraber olduklarına dair, olanca kuvvetleriyle Allah’a yemin edenler onlar değil miydi?” diyecekler. Resûlüm! Onların bütün yaptıkları boşa gitti; böylece onlar, hüsrana uğrayan kimseler oldular.

54. Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, o zaman Allah, sizin yerinize kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, mü’minlere karşı gayet alçak gönüllü/yumuşak, kâfirlere karşı da oldukça onurlu ve sert bir toplum getirir ki onlar her türlü gücüyle Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah’ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, her şeyi bilendir.

55. Ey mü’minler! Sizin gerçek dost ve yardımcınız ancak Allah ve O’nun Resûlü’dür; bir de Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekât veren mü’minlerdir.

56. Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve mü’minleri velî ve dost edinirse, işte Allah taraftarı onlardır; mutlaka galip geleceklerdir.

65. Eğer Ehl-i Kitab, Muhammed’e ve Kur’an’a iman edip de günahlardan sakınsalardı, biz de şüphesiz onların geçmiş hatalarını örter, onları nimeti bol cennetlere koyardık.

69. Şüphe yok ki bütün iman edenlerle, yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan kim İslâm’ın/Kur’an’ın belirttiği şekilde veya İslâm’dan önce geçmiş dinlerde Allah’a ve âhiret gününe inanıp da sâlih amel işlemiş ve böyle ölmüşse, artık onlara hiçbir korku yoktur ve onlar hiç bir şeyeüzülmeyecek ve cennete gireceklerdir. 

75. Meryemoğlu Mesih İsa bir resûlden/bir peygamberden başka bir şey değildir. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Onun anası da her haliyle dosdoğrudur. İkisi de diğer insanlar gibi yer içerlerdi. Bak, âyetleri onlara nasıl açıklıyoruz. Sonra bak, âyetlerdeki hakikatlerden nasıl geri çevriliyorlar?

76-77. De ki: “Allah’ı bırakıp da size ne bir fayda, ne de bir zarar vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz?” Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, bilendir. Ve de ki: “Ey Ehl-i Kitab! Dininize ait hususlarda haksız yere sınırı aşmayın. Bundan önce hakikaten hem kendileri sapmış, hem bir çoğunu saptırmış ve hâlen de doğru yoldan sapmakta olan birtakım kimselerin arzu ve heveslerine uymayın.”

88. Allah’ın size temiz ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’tan korkun helallerden kendinizi men etmeyin, yasaklarından da sakının!

90-91. Ey iman edenler! Şarap/içki, kumar, tâzim edilen dikili taşlar, şans fal okları ve zarları, şeytan ve kötü insana ait murdar pis işlerdir; artık bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sadece aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan tamamen vazgeçtiniz değil mi?

101. Ey iman edenler! Açıklanınca hoşlanmayacağınız şeyleri fazla sormayın. Eğer Kur’an indirilirken onları sorarsanız size gizledikleriniz veya yapmaya güç yetiremedikleriniz açıklanır da üzülürsünüz. Demek ki Allah, onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayıcıdır, cezada da aceleci değildir.

120. Göklerin, yerin ve onlarda bulunan bütün şeylerin mülkü Allah’ındır. O her şeye hakkıyla kâdirdir. 

KAYNAK: Feyzü’l Furkan , Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli
 

ahsen blog
observations, interviews, and what's more • enjoy! ✌ • 📨blog.ahsen@gmail.com
Önceki
En mükemmel dil Arapça
Sonraki
Bitirilmemiş İşler(Yarım Kalan İşler)

Bitirilmemiş İşler(Yarım Kalan İşler)

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.