Yeni nesil şantaj yöntemi suç dünyası gün geçmiyor ki yeni birşey icat etmesin her yeni duruma kendini güncelleyen suç çeteleri şimdide gözünü başarılı iş insanlarına ve sanatçılara dikti, Sosyal medyanın gücünü kullanarak insanları al aşşagı etmek için her türlü çamuru çirkefliği yapanlar maalesef sosyal medyada ehliyeti olmayan basın ile alakası olmayan okulunu eğitimini görmemiş gazeteci kimligini kullanan sözde çete üyeleri zorba şantajcılar para sızdırmak için her önüne gelene karalama ve iftira atarak hayali senaryo haberler ile saldıran bu kişilere artık dur denmesi gerekiyor , İtibar suikasti mağdurlarına bir örnekte iş insanı Davut Süver işte Davut beyin kendi ağzından hikayesi ve itibar suikasti ile yaşadıkları ve deneyimleri, İtibar Suikastini sosyal medya üzerinden gizli hesap ve yabancı sahte kimlikle alınan telefon hatları üzerindekn aranarak whatsApp üzerinden mesajla taciz ve tehdit edilen iş insanı Davut Süver’ ben İstanbul organize Şube Müdürlüğü’ne ve Cumhurbaşkanlığı cimer ve emniyet istihbarat teşkilatına güveniyorum, bana yapılan yalan haber ve Şantaj gasp zorla senet imzalatma çabalarının tüm failleri delilleri ile yakalanıp haklarında gereken kanuni işlemlerin yapılacağına inanıyorum Devletime güvenim tamdır, diyen Süver sosyel medyada bot veya sahte hesaplardan yapılan yalan haberler ile ilgili başına gelenleri anlatarak konu ile şunları paylaştı,
Buna rağmen sosyal medyadaki linç hız kesmez. Birkaç gün boyunca bu asılsız iddiayı gerçek gibi yansıtma mücadelesi veren suikastçılar iftirayı gündemde tutmayı başarır. Sosyal medya insanların onuruna ve itibarına yönelik saldırıda bulunmaktan zerre kadar çekinmeyenlerin rahatça yalan söyledikleri ve linç kampanyası düzenledikleri platforma dönüştürülmektedir. Sosyal medyadaki paylaşımların erişime engellenmesi yönünde Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği karar kendilerini ulusal yargı sistemlerinin üstünde gören sosyal medya platformları tarafından uygulanmaz.
Kişinin haklarının açıkça ihlal edildiğini ve bu sebeple ilgili paylaşımların erişime engellenmesi/içeriğinin kaldırılması zaruretini vurgulayan Mahkeme Kararlarının uygulatılması hususunda ülkemizin hiçbir gücünün olmaması ise açıkça adaletin tesis edilmesindeki büyük bir aksaklıktır.
Suikastın Açtığı Derin Yara
Neticede kişiye yönelik iddiaların asılsız olduğu, kişiye iftira atıldığı yani kişinin itibar suikastına uğradığı hukuken kanıtlanır. Ancak linç kampanyasının aktörleri yani “suikastçılar” yine de gerçekleştirdikleri suikastla bir bakıma başarılı olurlar. Kişinin itibarını, onurunu zedeleme savaşlarının muhakkak sonuçları olur. Suikastın açtığı derin bir yara vardır. Bu yara suikasta uğrayan kişinin eşinin ve çocuklarının ve/veya dostlarının ve yakınlarının huzurunu bozan yaradır. Kişinin kendisinin üzülmesi, sinirlenmesi, sağlığıyla ilgili problemlerin ortaya çıkması canını o kadar yakmaz. Ama eşinin ve çocuklarının ve/veya yakınlarının ve dostlarının yaşamlarının altüst olması ve huzurlarının ellerinden alınması, itibar suikastçılarının ve linç kampanyacılarının açtığı derin yara olur. İtibar suikastına uğrayan kişinin zamanının büyük bölümü suikastçıların yalan söylediklerini, iftira attıklarını kanıtlamakla geçer. Yani yaşamı altüst olur. İtibar suikastı elbette bir insanın hayatına kastetmektir. Amaç çok nettir: kişinin yaşama sevincini kaybetmesini sağlamak! Hedefteki kişinin çalışma yapmasını önlemek, huzursuz ve mutsuz olmasına yol açmak, hayata küsmesini sağlamak ve böylece onu iptal etmek itibar suikastçılarının nihai hedefidir. Bu hedef zaman zaman hedefteki kişinin hastalanmasına, ölmesine veya intihar etmesine sebep olmaktadır. Bu husustaki örnekler son yıllarda az sayıda değildir. Netice olarak, itibar suikastının kelimenin gerçek anlamıyla suikasttan bir farkı olmadığı somutlaşmaktadır. İtibar suikastının Yalan Çağı’nın en merkezi kötülük mekanizması olduğu da tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikardır. Dedi.