İçinde bulunduğumuz toplumda bazı işlerin eğitim, karakter ve liyakata göre ilerlemediğini yüzyılın felaketi olarak nitelendirdiğimiz Maraş depremi ile bir kez daha görmüş olduk. 11 Şehiri etkileyen bu depremde yıkılan yüzlerce bina, can veren binlerce insan ve ömürlerinin sonuna kadar bunun etkisi ile yaşayacak olan milyonlarca vatandaş bulunmakta. İmar edilen bu yapılarda her türlü risk teşkil edebilecek durumu göz önünde bulundurmayıp sadece cebini doldurmayı düşünerek bu işe girişen kişiler acaba olayın sonucuna bakarak herhangi bir vicdan azabı yaşayacaklar mı? Şu anda ülkemizde müteahhit olmak için ne gibi bir eğitime ihtiyaç var? Hangi üniversitelerden, hangi bölümlerden ve hangi eğitimleri alarak müteahhitlik unvanını kazanabiliyoruz? Bundan sonra böyle bir meslek için ne gibi koşullar aranacak?
Ülkemizde şu an müteahhitlik gibi yükselişte olan ve herhangi bir eğitim gerektirmeksizin sadece banka hesabınızın dolu olması ile yapabileceğiniz bir meslek var. Eğer ki çok paranız var ise daha çok paranızın da olmasını istiyorsanız en iyi yapılabilecek meslek çünkü herhangi bir aşmanız gereken durum yok ve ödemeniz gereken şey bedel değil sadece işinizin kolay ilerleyebilmesi adına bazı merciideki insanlara yardımda bulunmak.
Bu süreç böyle ilerleyeceğine sadece eğitim gören insanlara müteaahitlik unvanını vermek daha mı doğru olur acaba. Artık eğitimden kasıt herhangi inşaat sektörüne yönelik bir bölüm değil sadece eğitim. İnsan sevgisini benimsememiş insanların bu alana ne kadar faydalı olabileceğini düşünmemek elde değil. İnsan sevgisini benimsemiş ve memleket sevgisi ile yetişmiş bir insan olarak şahsi düşüncem artık ya müteahhitlik gibi bir bölüm açılıp bu bölümü bitirebilen insanların bu mesleğe layık olabileceklerini ve bu mesleği yapabileceklerini belirten bir yönerge olsun ya da bir yükseköğrenim diploması olan kişiler bu alanda işler yapabilsin. Bütün müteaahitler için bunları söylemek zaten mümkün değil elbette içlerinde işlerini layıkıyla yapan ve önce insan yaşamının güvenliğini benimsemiş olanlar da vardır. Her ne kadar başlangıç noktası olarak müteaahitler hedef de alınsa bu işin imar zamanına gelene kadar geçtiği onca onay makamının da liyakata ve karaktere göre değerlendirilip yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Son kapanışı ile Doğan CÜCELOĞLU’nun şu sözleri ile yapmak isterim.
“Depremi önleyemeyiz ama liyakata ve karaktere önem veren vatandaşlar yetiştirerek depreme dayanıklı binalar yapan bir toplum olabiliriz.”
Teşekkürler …