Bizler mütemadiyen Allahtan bir şeyler isteriz. Allah’ım bunu bana nasip et, Allah’ım şu iş olsun, Allah’ım bu kişi gelsin, benim için ne hayırlıysa artık öyle olsun…
Şu meşhur filmde bir hikâye anlatılır;
Bir kasabayı sel vuracaktır. Halk uyarılır, gidebiliyorken kasabayı terk edin, zira kalanların hayatta kalması pek mümkün değil. Kasabalı yayan giderken ibadethanede ki din adamına “gel” derler. Din adamı, “Benim ilahım beni koruyacaktır!” der ve onları gönderir. Geride kalanlar araçlarla tahliye edilirken din adamı araca çağırılır. Adam yine, “Benim ilahım beni koruyacaktır siz gidin!” der ve ikinci kez çağrıyı reddeder. Artık sel gelmiştir. İbadet hane içinde durulamayacak bir hal alır. Adam ibadet hanenin kulesine çıkar. Bu kez de bir helikopter onu almak için gelir. Adam üçüncü kez çağrıyı reddeder. Bir süre sonra ibadethane dayanamaz yıkılır. Adam selde vefat eder. Gözlerini açtığında melekler onu cennete buyur ederler, hikâye bu ya din adamı “gelmem, ben ilahıma küsüm, zira ben ona güvendim ama o beni boğdu” der. İçeriden öfkeli bir ses duyulur. “Yürüyerek çıkan kullarımla sana haber gönderdim, gelemem dedin. Araç gönderdim, binmem dedin. Yetmedi helikopter gönderdim, yine istemedin. Sana başka ne yapacaktım!”
Hayırlısı neyse o olsun, deriz. Rab den hayır dileriz. Bir takım hayal kırıklıklarına uğradıysak, artık hakkımızda hayırlısı olsun, benim için ne hayırlıysa artık öyle olsun. Demeye başlarız. Biz işin için de Allah’ı düşündüğümüz zaman Allah’ın bir şeyleri sihirli bir şekilde puf diye bir onda olmasını bekleriz. Gözlerimizi kapayalım, Allah’ım diyelim, bir milyar dolarımız olsun, gözlerimizi açalım ve tam karşımızda puf diye bir milyar dolar olsun.
Peki ya Allah bize istediğimiz şeyi nasip edecek yollar gösteriyorsa. Kader diye bir şeyin varlığı haşa tartışma konusu değil elbet, bunula birlikte yine Allah ayetinde diyor ki “biz sizin kaderinizi çabanıza bağladık.” Elbet Allah dilerse olmazlar olur, elbet o sonsuz güç sahibidir, o ol der ve olur. Peki ya Allah olurların bazılarını tercihlerimize bağladıysa da biz bunu idrak edemiyorsak. Hayırlı olan işleri Allah karşımızı çıkarıyor da biz onları beğenmeyip başka yollar arıyorsak, benim için ne hayırlıysa öyle olsun artık dediğimizde ya hayırlı olan karşımızda duruyorduysa da değerlendirmeyi bilemiyorsak, ya kullar, araçlar, helikopterlerle gani gani yardımlar, hakkımızda tahayyül edebileceğimizden çok daha büyük hayırlar göndermişse Allah ta biz bunu göremediysek, göremiyorsak.
Allah kuran ın bazı yerlerinde, ey akıl sahipleri akledin, aklınızı kullanın, hiç akletmez misiniz der. Birçok yerinde de, siz hiç akletmiyorsunuz der. Bazı şeyler Allah’ın tahayyülüdür, bazı şeyleri tahayyül etmek için Allah, karşımıza kapılar açar, insanlar çıkarır, fırsatlar gösterir. Değerlendirmeye bilenlerden olursak hayra ulaşmış oluruz. Fırsatları kaçırınca insan ah vah eder. Kapanan kapıları zorlarda santim hareket etmez. Vaktinde kapıları açanlardan oluruz inşallah.