ELEK
Ölüme bağışıklığı olan hasta ruhlar boy veriyor
Ölümün soğuk nefesinin kol gezdiği koridorlarda
Oysa semt-i hamuşana göçenlerin
Nice söylenmiş sözleri vardı
Hedefleri hayalleri ümitleri
Kimisi emekli olacaktı yaş haddinden
Kimisi yeni doğan çocuğunun yüzünü görecekti
Yakınını, evine götürecekti tutup kolundan
Koridordan hemşireler geçiyor epey dikkatli
Nice göçerleri yolculadı bu tertemiz yumuşacık ojeli eller nasırlaşmış duygularla…
Belki tırnakları kırılmasın diyeydi bunca çabaları
Son durak hemşireleri bunlar
Bunların eline geçen diri de ölü
Sefer raporu aman benim nöbetime denk gelmesin diye didinir dururlar
Hatta gün olur iddiaya tutuşurlar
Yolcunun sefer vakti kimin nöbetine rastlayacak diye
Kimin nöbetine denk gelirse gelsin
Bir kere geçtin ya onların eline
Artık adın sanın yok
Hayır hasenatın da yok bir önemi
Cesetsin cenazesin artık
Peşi sıra
Cenaze merasimi
Medeni bir yamyamlık
Ölü yamyamlığı
Üzerine toprak örttüğün zaman saklayamazsın yamyamlığını
Bu iliklerine değin maddi dünyada
Artık işe yaramadığı için olacak
Atıl olarak görülüyor insan
Nasıl ayıklıyorsa insan pirinci taşından
İnsanı da öylece ayıklıyor bu dünya
İnsanı da insanlığı da
Ne kadar uhrevi olduğumuzu iddia edersek edelim
O kadar dünyeviyiz aslında